Hoca
Ahmed Yesevî, 12. Yüzyılın en önemli Türk mutasavvıflarından birisidir. Ebu
Yusuf'’un atadığı Hanefî müftülerin dini düşünceyi şekillendirdiği bir havzada
yetişen Yesevî, itikadî konularda Hanefî-Mâturîdî anlayışı benimsemiş, bu
anlayışı söylediği hikmetlerle yeni Müslüman olmuş Türklere tasavvuf
geleneğinin usulleri ile öğretmeye çalışmıştır.
Tarihi
süreçte İslam inancının temel konuları ilahiyat, nübüvvet ve mead başlıkları
altında incelenmiştir. Yesevî’nin hikmetlerinde ayrı bir yeri olan “kabir”
kavramı bunlardan mead başlığının altında ele alınmaktadır. Ahiret anlamına da
gelen mead kavramı ölümden sonraki hayat için kullanılmaktadır. Yesevî, ölüm sonrası
hayatın ilk durağı olup, insanların müşahede tecrübesine açık olan ve
genellikle ölünün gömüldüğü yer olarak bilinen “kabir” kavramına çok sık
değinir. Kabirde sorgu, ceza ve nimetlendirme konularına çok fazla vurgu yapar.
Bundan maksadı insanların henüz ölmeden, elde fırsat varken ahiret hayatında
rahat etmeleri ve nimetlere kavuşmaları için hazırlık yapmalarını temin
etmektir. Bunun için bazen aşırı tasvirler yapmış, kabir hayatı insanların
hayal dünyasında canlansın diye aşırı anlatımlara girmiştir. Ancak samimiyeti
ve içtenliği bırakmadığı için muhataplarını etkilemeyi başarmıştır. Bundan
dolayı olsa gerek hem yaşadığı bölgede hem de Anadolu’da erken dönemlerden
itibaren insanların din algısında önemli etkiler bırakabilmiştir.
Çalışmamız,
Yesevî’nin Divan-ı Hikmet’i ile sınırlı tutulmuştur. Bununla birlikte Yesevî ve
eseri hakkında yapılmış çalışmaların konumuzu ilgilendiren kısımlarından da
istifade edilmiştir. Çalışma literatür taraması, kavram tahlili, anlama ve
açıklama metotlarıyla ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2018 |
Submission Date | August 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 18 Issue: 2 |