Purpose: In this study, we aimed to determine the success rate of cardiopulmonary resuscitation performed in the patients with diagnosis of cardiac arrest, and demographic characteristics of these patients. Material and Methods: The patients admitted to Adana Numune Education and Research Hospital, Department of Emergency Medicine between 01.01.2011 and 31.12.2012, and who underwent cardiopulmonary resuscitation were included to this study planned as retrospectively. The age, gender, status of judicial cases, causes and time of cardiac arrest, first observed arrest rhythm, the diseases prior to the arrest, means of arrival to emergency department, duration of cardiopulmonary resuscitation, results of cardiopulmonary resuscitation, the name of the hospitalised clinic, the existence of the operation, and outcome of the patients who underwent cardiopulmonary resuscitation in accordance with current advanced life support protocols were recorded in standard data entry form. Results: A total of 290 patients with completely accessible data were included to the study. Most of these patients were men (65.2%). The mean ages were 61 ± 19 years for men, 67 ± 14 years for women (p = 0.018). The most common diagnosis were ischemic heart disease and heart failure according to the analysis of the patient's medical history. 92 patients (31.7%) were brought to the emergency department after death, and all of these patients were unsuccessful following to cardiopulmonary resuscitation. 198 patients (68.3%) had cardiac arrest in the emergency department, and we determined that cardiopulmonary resuscitation application of 102 patients were successful. The most common causes of cardiac arrest were myocardial infarction and heart failure. Mostly first observed rhythm in the monitör was asystole. The response rate of cardiopulmonary resuscitation in patients with ventricular fibrillation and ventricular tachycardia was higher. Most patients were hospitalised to the coronary intensive care unit, and 11 of the 21 patients who underwent percutaneous coronary intervention were discharged from hospital in good health. Total 15 (5%) of all patients included to the study were discharged in good health. Conclusion: The lower rate of success in cardiopulmonary resuscitation showed the presence of defects in all stages of the chain of life, and suggests that some actions should be performed to correct them.
Amaç: Bu çalışmada kardiyak arrest tanısı konulan hastalarda kardiyopulmoner resüsitasyon uygulamasındaki başarı oranının ve bu hastaların demografik özelliklerinin saptanması amaçlandı. Materyal ve Metod: Geriye dönük olarak yapılması planlanan çalışmaya Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği"ne 01.01.2011 ve 31.12.2012 tarihleri arasında başvuran ve kardiyopulmoner resüsitasyon uygulanan hastalar alındı. Güncel ileri yaşam desteği protokollerine uygun olarak kardiyopulmoner resüsitasyon uygulanan hastaların yaş, cinsiyet, adli olgu durumu, kardiyak arrest nedeni ve zamanı, arrestte ilk gözlenen ritm, arrest öncesinde var olan hastalığı, acil servise geliş şekli, kardiyopulmoner resüsitasyon süresi, acil kliniği"nde uygulanan kardiyopulmoner resüsitasyon"un sonucu, yattığı klinik, operasyon varlığı, hastaların sonlanımı standart veri giriş formuna kaydedildi. Bulgular: Verilerine eksiksiz ulaşabildiğimiz toplam 290 hasta çalışmaya alındı. Bu hastaların çoğu erkekti (% 65.2). Yaş ortalaması erkeklerde 61 ± 19 yıl, kadınlarda ise 67 ± 14 yıl idi (p=0.018). Hastaların özgeçmişleri incelendiğinde en sık iskemik kalp hastalığı ve kalp yetmezliği tanısı aldıkları saptandı. Hastaların 92"sinin (% 31.7) acil servise ölü duhul olarak getirildiği, ve bu hastaların hiçbirinde kardiyopulmoner resüsitasyon"da başarılı olunamadığı belirlendi. Hastaların 198"inin (% 68.3) acil serviste arrest olduğu ve 102"sinde kardiyopulmoner resüsitasyon uygulamasında başarılı olunduğu tespit edildi. En sık kardiyak arrest nedenleri miyokard infarktüsü ve kalp yetmezliği idi. Monitörde ilk gözlenen ritm en fazla asistoli idi. Ventriküler fibrilasyon ve ventriküler taşikardi olan hastalarda kardiyopulmoner resüsitasyona cevap oranı daha yüksek bulundu. Hastaların en fazla koroner yoğun bakım ünitesi"ne yatırıldığı ve perkütan koroner girişim yapılan 21 hastanın 11"inin şifa ile taburcu edildiği belirlendi. Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların toplam 15"inin (% 5) şifa ile taburcu edildiği tespit edildi. Sonuç: Kardiyopulmoner resüsitasyon"da başarı oranının düşük olması kardiyopulmoner resüsitasyon yaşam zincirinin tüm basamaklarında aksaklıklar olduğunu, düzeltmeye yönelik adımlar atılması gerektiğini göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 38 Issue: 4 |