Purpose: This study aims to evaluate the effect of resilience level of high-risk pregnant women on psychosocial health and perceived stress.
Materials and Methods: The study was conducted using descriptive design with 54 high-risk pregnant women. Data were collected with 'Introductory Data Form' evaluated by the reseachers; 'Connor-Davidson Resilience Scale'; 'Perceived Stress Scale'; and 'Antenatal Psychosocial Health Assessment Scale.'
Results: Pregnant staying in hospital had higher anxiety and stress, psychological support needs and perceived stress. Similarly, pregnant had bad-staying, stress and psychological support needs were higher. Pregnants with lower educational level had higher levels of perceived stress. Self-efficacy was lower and, anxiety and stress were higher among pregnants received regular follow-up support during pregnancy. Therefore, working pregnant had more tolerance toward negative situations.
Conclusion: High-risk pregnancy is significant cause of stress, and it may be directly related to perceived stress of pregnant as a result of resilience and psychosocial health. However, pregnant staying in hospital had higher perceived stress which may be based on being in hospital. Although psychosocial health of these women are high, this level fails to reduce perceived stress. Consequently, it’s possible to state that supporting and enhancing resilience of high-risk pregnant had great value to handle this period
Amaç: Bu çalışmada yüksek riskli gebelerde psikolojik sağlamlık, algılanan stres ve psikososyal sağlık düzeyleri ve ilişkili değişkenlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı araştırma deseni kullanılan bu araştırmanın örneklemini 54 yüksek riskli gebe oluşturmuştur. Veriler ‘Connor-Davidson Psikolojik Sağlamlık Ölçeği’, ‘Algılanan Stres Ölçeği’ ve ‘Gebelerde Psikososyal Sağlığı Değerlendirme Ölçeği’ ile toplanmıştır.
Bulgular: Bulgular değerlendirildiğinde hastane yatış deneyimi olan gebelerin kaygı ve stres düzeylerinin, psikososyal destek gereksinimlerinin, algılanan stres düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde yatak istirahati gereksinimi duyan gebelerin stres rahatsızlık algısı, psikososyal destek gereksinimi daha yüksektir. Eğitim düzeyi düşük olan gebelerin algılanan stres düzeyleri daha fazladır. Düzenli gebelik takibi yaptıran gebelerin özyeterlik algısı daha düşüktür ve kaygı ve stres puanları daha yüksektir. Çalışan gebelerin negatif olaylara tolerans düzeyleri daha yüksek çıkmıştır.
Sonuç: Yüksek riskli gebelik, algılanan stres düzeyinin artması, psikolojik sağlamlık ve psikososyal sağlık düzeylerinin yüksek olması ile doğrudan ilişkili olabilmektedir. Gebeliği süresince hastane yatışı deneyimleyenlerin algılanan stres düzeylerinin yüksek olması, hastaneye yatışın bireylerin mevcut stres düzeyini artırmasına bağlı olabilir. Bu gebelerin psikososyal sağlık düzeyleri yüksek olsa dahi, algılanan stresi azaltmada yetersiz kalmıştır. Sonuç olarak yüksek riskli gebelerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin desteklenmesinin ve geliştirilmesinin gebelerin bu süreci daha kolay ve sağlıklı atlatmalarında önemli bir unsur olduğu söylenebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2019 |
Acceptance Date | February 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 44 Issue: 3 |