Edebî bir tür olan muammâ, Arap edebiyatında ortaya çıkmış ve Fars edebiyatında türün kuralları belirlenerek bu türün mahiyetinin ve olgun örneklerinin yer aldığı eserler ortaya konmuştur. Türk edebiyatında muammâ söyleyen şairlerin yanı sıra bu sahada yazılan Farsça eserleri tercüme ve şerh eden şairler de olmuştur. Bunlardan biri olan Gelibolulu Sürûrî, muammâ türünü konu edinen Mollâ Câmî’nin Hilye-i Hulel ve Manzûme-i Muammâ eserlerini Türkçe’ye tercüme ederek buradaki muammâ örneklerini şerh etmiştir. Bu makale, muammâ türünün tarifinin ve çeşitlerinin ele alındığı Sürûrî’ye ait Şerh-i Manzûme-i Muammâ eserinin incelenmesinden oluşmaktadır.
Çalışmanın giriş bölümünde muammâ türü hakkında temel bilgiler verilmiştir. İnceleme bölümünde Mollâ Câmî’nin Manzûme-i Muammâ eserinin kısaca tanıtımı yapılmış, Şerh-i Manzûme-i Muammâ’nın Sürûrî’ye aidiyeti hakkında bilgi verilmiştir. Yine bu bölümde tetkik edilen şerh eser ile ilgili şekil ve içerik hakkında elde edilen bilgiler, bu şerhin özeti ile nüsha tanıtımına yer verilmiştir. Çalışmanın son bölümünde şerhin üç yazma nüshasından hareketle eserin karşılaştırmalı transkripsiyonlu metnine yer verilmiştir.
Şerh-i Manzûme-i Muammâ eseri Molla Câmî’ye ait 67 beyitlik küçük bir risalenin Türkçe şerhidir. Behiştî Ramazan Efendi (ö. 1571) ve Abdullah Selâhaddîn Uşşakî (ö. 1873) tarafından da şerhi yapılan bu küçük manzum risalenin Sürûrî’ye ait şerhi, bu çalışmada inceleme konusu edilmiştir. Şerhte muammâ türü tahsîlî, tekmîlî ve teshîlî şeklinde üç kısma ayrılarak ele alınır. Bunlardan ilkin teshîlî amel anlatılır. Teshîlî amel intikâd, tahlîl, terkîb ve tebdîl şeklinde dört kısma ayrılır. Tahsîlî amel ise tahsis-tansîs, tesmiye, telmîh, terâdüf, iştirâk, tashîf, teşbih, hisâbî ve kinâyet olmak üzere dokuz kısma ayrılır. Tekmîlî amel ise telif, iskât-tahlis ve kalb olacak şekilde üç kısımdır. Şerhte ele alınan her bir türün önce tarifi yapılır, devamında bu türün anlaşılması için gerekli olan bilgiler verilir. Bu açıklamalardan sonra örnek isimlerin şerhi yapılır.
This article focuses on the literary genre of muamma, which originated in Arabic literature and later saw the establishment of its rules and the presentation of exemplary works in Persian literature. In Turkish literature, not only did poets engage in composing muamma, but there were also poets who translated and commented on Persian works in this field. Gelibolulu Sürûrî, one such poet, translated and annotated Mollâ Câmî's works, "Hilye-i Hulel" and "Manzûme-i Muamma," shedding light on muamma examples in Turkish.
The introduction of the study provides basic information about the muamma genre. The analysis section briefly introduces Mollâ Câmî's work "Manzûme-i Muamma" and provides information about Sürûrî's connection to "Şerh-i Manzûme-i Muamma." Additionally, insights into the form and content of the scrutinized commentary are presented, along with a summary and a presentation of manuscript details. The final section of the study includes the comparative transcriptional text of the commentary based on three handwritten copies of the work.
"Şerh-i Manzûme-i Muamma" is a Turkish commentary on a 66-couplet poetic treatise by Molla Câmî. This small versified treatise has also been commented on by Behiştî Ramazan Efendi (d. 1571) and Abdullah Selâhaddîn Uşşakî (d. 1873). In this study, Sürûrî's commentary on this small poetic treatise is examined. The commentary divides the muamma genre into three parts: instructional (tahsîlî), complementary (tekmîlî), and amplifying (teshîlî). The instructional part encompasses four sections: intikâd (reproach), tahlîl (analysis), terkîb (composition), and tebdîl (alteration). The complementary part involves three aspects: telif (composition), iskât-tahlis (abrogation-exemption), and kalb (rejection). Each type is defined first, followed by essential information for understanding, and then examples are analyzed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | June 25, 2024 |
Submission Date | December 27, 2023 |
Acceptance Date | June 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |