The differences between masculine and feminine find meaning through the basic behavioural patterns that society attributes to them. The role and status patterns constructed and internalised by society regarding the sexes enable the masculine and feminine to assimilate their duties and responsibilities. Social, cognitive and actional processes have the power to legitimise the differences between the sexes in the social sphere. These processes contribute to the maintenance of gender roles in society, the shaping of power relations and the formation of a gender hierarchy determined by society. At this point, Pierre Bourdieu's evaluations on the behaviours that society attributes to masculine and feminine roles are important. He considers concepts such as gender, especially gender, and honour as a field of habitus. Bourdieu's concept of habitus contributes to the understanding of masculine domination and gender roles in this respect. According to him, the individual learns gender-appropriate behaviours in the social environment that forms his/her habitus and develops a habitus shaped according to these norms. Discourses and practices related to gender have been a source not only for the science of sociology but also for the science of literature as in every field of life. In literary texts, it is possible to find traces of the political, social and cultural dynamics of the period in which they were written. In this respect, literary texts provide important data to researchers. In this context, Kemal Tahir's novel Namuscular, which he wrote based on his prison observations, is important. The novel Namuscular is an important work that reveals the political, social and cultural panorama of the first years of the Republic. In the novel, the author not only reflects the opposing opinions, political and social atmosphere of the period from the point of view of the inmates in prison, but also aims to analyse the masculine discourse In this respect, the work enables us to understand the dynamics that feed the social structures of the period. In this study, the masculine and feminine discourses in the novel Namuscular are analysed from Bourdieu's point of view. At this point, of course, it is not possible to separate his basic paradigms from each other. However, taking into account the volume of the study, the reflections of masculine discourses on actional and intellectual practice in line with the understanding of masculine domination are discussed. The article aims to reveal that the novel Namuscular is a work with a depth that reflects the social texture of the period on the axis of gender and masculine discourse. At the same time, it is evaluated that the novel Namuscular can be a source for academic research on gender. Document scanning model was used in the study and the data were evaluated by descriptive content analysis method. The study group of the article consists of Kemal Tahir's work titled “Namuscular”.
Eril ve dişil arasındaki farklılıklar, toplumun onlara yüklediği temel davranış kalıpları sayesinde anlam bulur. Toplumun cinsiyetlere dair inşa ettiği ve içselleştirdiği rol ve statü kalıpları, eril ve dişil olanın görev ve sorumluluklarını özümsemesini sağlar. Toplumsal, bilişsel ve eylemsel süreçler, cinsiyetler arasındaki farklılıklar toplumsal alanda da meşrulaştırma gücüne sahiptir. Bu süreçler toplumun cinsiyet rollerini sürdürmesine, güç ilişkilerinin şekillenmesine ve toplum tarafından belirlenen cinsiyet hiyerarşisinin oluşumuna katkıda bulunur. Bu noktada Pierre Bourdieu’nun toplumun eril ve dişil rollerine atfettiği davranışlarıyla ilgili değerlendirmeleri önemlidir. O, cinsiyet başta olmak üzere namus gibi kavramları habitusun bir alanı olarak değerlendirir. Bourdieu’nun habitus kavramı, bu yönüyle eril tahakkümün ve toplumsal cinsiyet rollerin anlaşılmasına katkı sağlar. Ona göre birey, habitusunu oluşturan sosyal çevre içinde cinsiyetine uygun davranışlarını öğrenir ve bu normlara göre şekillenen bir habitus geliştirir. Cinsiyete yönelik söylem ve pratikler sadece sosyoloji bilimine değil, yaşamın her alanında olduğu gibi edebiyat bilimine de kaynaklık etmiştir. Edebî metinlerde yazıldığı dönemin siyasi, sosyal ve kültürel dinamiklerine yönelik izler bulabilmek mümkündür. Bu yönüyle edebî metinler, araştırmacılara önemli veriler sunmaktadır. Bu bağlamda Kemal Tahir’in cezaevi gözlemlerinden yola çıkararak kaleme aldığı Namuscular romanı önem arz eder. Namuscular romanı, Cumhuriyet’in ilk yıllarının siyasi, sosyal ve kültürel panoramasını ortaya koyan önemli bir eserdir. Yazar, romanında cezaevindeki mahkûmların gözünden dönemin karşıt düşüncelerini, siyasi ve sosyal atmosferini yansıtmakla kalmaz, eril söylemi de analiz etmeyi amaçlar. Bu yönüyle eser, dönemin toplumsal yapılarını besleyen dinamikleri anlamamıza imkân sağlar. Çalışmada Namuscular romanında da yer alan eril ve dişil söylemler, Bourdieu’nun bakış açısıyla tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu noktada onun temel paradigmalarını elbette birbirinden ayırmak mümkün değildir. Ancak çalışmanın hacmi dikkate alınarak daha ziyade eril tahakküm anlayışı doğrultusunda eril söylemlerin eylemsel ve düşünsel pratiğe yansımaları ele alınmıştır. Makaleyle Namuscular romanının dönemin toplumsal cinsiyet ve eril söylem ekseninde dönemin sosyal dokusunu yansıtan bir derinliğe sahip eser olduğunun ortaya konulması hedeflenmiştir. Bununla aynı zamanda Namuscular romanının toplumsal cinsiyetler üzerinde yapılacak akademik araştırmalara kaynaklık edebileceği değerlendirilmektedir. Çalışmada doküman tarama modeli kullanılmış, veriler betimsel içerik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Makalenin çalışma grubunu ise Kemal Tahir’in Namuscular adlı eseri oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | June 25, 2024 |
Submission Date | December 29, 2023 |
Acceptance Date | June 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |