Tipler, klasik Türk şiirinin sosyolojik algı ve değerlendirmelerine dair olumsuz eleştirileri bertaraf eden somut örneklerdir. Zamanın sosyolojik faktörlerinin etkisiyle gelenekle harmanlanan klasik Türk şiirinin algısı metinlere yansımış, klişe özelliklere sahip bazı tipler ortaya çıkmıştır. Toplumsal yaşamın birer ürünü olan tipler, edebî metinlerde müellifin eserine imtisalen verilmek istenilen mesajı perçinlemek, dolaylı yoldan aktarmak ve bazen özetlemek için kullanılır. Aynı zamanda aktarılmak istenilen için bir somutlaştırma aracıdır. Klasik Türk şiirinin âşık, maşuk ve rakip gibi demirbaş tiplerinin yanı sıra dânâ benzeri ikincil müstakil tipleri vardır. Kelime anlamı olarak “bilen, bilici, bilgin, âlim” gibi anlamlara gelen dânâ, bu tipler içerisinde “müspet” olarak değerlendirilebilecek bir tiptir. Öte yandan dânâ, nâdân ve sofu gibi tipler, ait olduğu toplumun değer yargılarının bir ifadesi olarak da kullanılmıştır. Tip olarak “dânâ” nev’i şahsına münhasır özellikleri bünyesinde barındıran ekseriyetle hikmet eksenli metinlerde karşılaştığımız müstakil tiplerdendir. Klasik Türk şairleri, dânâyı hakiki bir âşığı ifade etmenin yanında bilgili ve olgun bir şahsiyeti resmetmek için kullanmışlardır. Dânâ tipi yapısal ve içsel özellikleri itibarıyla diğer insan tiplerinden farklı olarak bir anlamda birçok insanî zaaftan uzak bir tiptir. Dânâ, gelip geçiciliğinin farkında olduğu bu dünyanın dünyalıklarına bel bağlamaz, dolayısıyla maddiyata önem vermez. Çünkü sıradan insanların sahip olamadıklarına yani türlü sırlara vakıftır. Ancak bu noktada emin kişilerdendir; emanete sahip çıkar, bu sırları saklar. Fâni olanı bilir ve istemez, yani sonsuzluğun peşindedir. Yaradılışından gelen özellikle fâni, âciz ve muhtaç taraflarının farkındadır. Bu farkındalık beraberinde birçok hususa dair idrak sahibi oluşu getirir. Bu nedenle, dânâ kimliğinin zıttı ve ispatı olan nâdân ile bir çekişmeye girer. Fakat dânâ, insanlarla münakaşa etmenin anlamsızlığını bilir ve onlarla arasına mesafe koyar. Ancak bu durum kibir veya kendini beğenmişlik olarak değerlendirilmemelidir. Onun maddiyata değer vermemesi ve dünyasını bir matem yeri olarak görmesi, bazıları tarafından anlamsız bulunmuş ve bu tutumu, onun meczuplarla özdeşleştirilmesine sebep olmuştur. Bahsedilen bazı yüce nitelikleri nedeniyle, Allah lafzı yerine de kullanılmıştır. Çalışmada görüleceği üzere, sunulan örneklerin hemen hepsinde dânâ, olumlu vasıflarıyla karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, sosyolojik bağlamda tutum ve davranışlarıyla toplumun seçkinleri arasında yer alır. Kısaca dânâ, kendini gerçekleştirmiş insan modelidir. Çalışmada bu tip, başlangıçtan son döneme kadar klasik Türk şiirinden örneklerle tanıtılmaya çalışılacak ve değerlendirilmesi yapılmamış diğer tipler için kapı aralanmaya çalışılacaktır.
Types are concrete examples that eliminate negative criticisms about the sociological perception and evaluations of classical Turkish poetry. The perception of classical Turkish poetry, which was blended with tradition under the influence of the sociological factors of the time, was reflected in the texts, and some types with clichéd characteristics emerged. Types, which are products of social life, are used in literary texts to reinforce the message intended to be given in a similar way to the author’s work, to convey it indirectly and sometimes to summarize it. At the same time, they are a means of concretization for what is intended to be conveyed. In addition to the fixed types of classical Turkish poetry such as aşık, lover and rival, there are secondary independent types such as dana. Dana, which literally means “knowing, knowing, knowledgeable, scholar”, is a type that can be evaluated as “positive” among these types. On the other hand, types such as dana, ignorant and sofu have also been used as an expression of the value judgments of the society to which it belongs. As a type, the “dana” type is one of the independent types that we encounter mostly in wisdom-oriented texts, which contain its own unique characteristics. Classical Turkish poets used the dana to depict a knowledgeable and mature personality, as well as expressing a true lover. The Dana type is, in a sense, far removed from many human weaknesses, unlike other human types in terms of its structural and internal characteristics. The Dana does not rely on the worldly things of this world, which it is aware of being transient, and therefore does not attach importance to material things. Because it is aware of what ordinary people cannot have, namely various secrets. However, at this point, it is one of the reliable people; it protects the trust and keeps these secrets. It knows and does not want the mortal, that is, it is after eternity. It is aware of its mortal, helpless and needy aspects, which comes from its nature. This awareness brings with it the ability to have perception on many issues. For this reason, he enters into a conflict with ignorant, who is the opposite and proof of his identity. However, dana knows the meaninglessness of arguing with people and distances himself from them. However, this situation should not be evaluated as arrogance or self-conceit. His lack of value for material things and seeing his world as a place of mourning have been found meaningless by some and this attitude has caused him to be identified with the mad. Due to some of his mentioned sublime qualities, he has also been used instead of the word Allah. As will be seen in the study, dana appears with his positive qualities in almost all of the examples presented. In addition, in the sociological context, he is among the elite of the society with his attitudes and behaviors. In short, dana is a self-actualized human model. In the study, this type will be introduced with examples from classical Turkish poetry from the beginning to the last period and the door will be opened for other types that have not been evaluated.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2024 |
Submission Date | August 29, 2024 |
Acceptance Date | December 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 9 Issue: 2 |