Bu çalışma, Ömer Seyfettin’in Perili Köşk ve Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gulyabani eserlerinde ev sahibi figürlerinin, köşk unsurunun, şehirli ve bilgili insan figürlerinin, hurafelerin toplumsal etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Her iki eser, toplumsal normlar, bireysel inançlar ve bunların edebî temalar üzerindeki etkilerini analiz ederek, korku ve gerilim temaları aracılığıyla toplumsal yapının ve bireysel psikolojinin etkilerini ortaya koymaktadır. Perili Köşk’te Hacı Niyâzi Efendi, toplumda değerli biri olarak görülürken, para kazanmak için yaptığı düzenbazlıklar, toplumun bireylere verdikleri değerin sorgulanmasına yol açar. Öte yandan, Gulyabani’deki Şefika Hanım, toplumun dar görüşlülüğünden etkilenirken, bilgi ve yeteneklerinin yeterince değer görmemesi, onun toplumdan dışlanmasına yol açar. Bu iki karakter, toplumsal değerlerle çatışmalar yaşarken, bireysel ve toplumsal kimliklerini sorgulama sürecine girerler. Köşk unsuru ve doğaüstü olayların işlenişi, korku ve gerilim temalarının metinlerde nasıl vurgulandığını gösterir. Perili Köşk’te, köşkün geçmişteki trajik olayları ve korkutucu doğası okuyucunun korku hissini yoğunlaştırır. Diğer yandan, Gulyabani’de doğaüstü varlıkların etkileri, karakterlerin korkularını somut hale getirerek korku atmosferini güçlendirir. Sermet Bey ve Hasan karakterleri arasındaki sosyal durumlar ve karakter farklılıkları, modern şehirli yaşam ile kırsal yaşam arasındaki gerilimleri sergiler. Sermet Bey, konfor ve eğlence odaklı bir yaşam sürerken, Hasan bilgiye açlığı ve meraklı tavrıyla öne çıkar. Bu iki karakterin farklılıkları, bireylerin kimlikleri üzerindeki etkileri detaylandırır. Metinlerdeki hurafeler ve batıl inançlar, toplumların bilinmeyen olaylarla başa çıkma mekanizmalarını temsil eder. Hurafeler, toplumun korku ve kaygılarını yönetmek için geliştirdiği savunma mekanizmaları olarak işlev görürken, eğitim ve bilgi eksikliği bu inançların toplumda kalıcı hale gelmesine yol açar. Sonuç olarak, Perili Köşk ve Gulyabani eserleri, bireylerin içsel çatışmalarını, hurafelerin etkilerini ve doğaüstü unsurların bireysel psikoloji üzerindeki yansımalarını ele alırken, toplumsal eleştiriyi de barındırmaktadır. Yazarlar, toplumsal normların sorgulanabilirliğini düşünmeye ve bireysel inançların güçlenmesi için mücadele etmeye yönlendirmektedir. Bu eserler, yalnızca korku ve gerilim temalarıyla değil, aynı zamanda birey ve toplum arasındaki dinamik ilişkiyi yansıtmasıyla da önem arz etmektedir. Bu karşılaştırmalar, doküman incelemesi yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
This study comprehensively examines the figures of homeowners, the mansion element, urban and knowledgeable characters, and the societal impacts of superstitions in the works Perili Köşk (The Haunted Mansion) by Ömer Seyfettin and Gulyabani (The Ghoul) by Hüseyin Rahmi Gürpınar. Both texts delve into the effects of social norms and individual beliefs on literary themes, revealing the influences of societal structure and individual psychology through themes of fear and tension. In Perili Köşk, Hacı Niyâzi Efendi is seen as a valuable member of society; however, the tricks he employs to earn money lead to a questioning of the value society places on individuals. On the other hand, Şefika Hanım in Gulyabani is affected by society's narrow-mindedness, and the lack of recognition for her knowledge and abilities results in her exclusion from society. These two characters undergo a process of questioning their individual and societal identities as they experience conflicts with social values. The element of the mansion and the portrayal of supernatural events illuminate how the themes of fear and tension are emphasized in the texts. In Perili Köşk, the mansion’s tragic past and frightening nature intensify the reader’s sense of fear. Conversely, in Gulyabani, the effects of supernatural beings materialize the characters' fears, strengthening the atmosphere of dread. The social dynamics and character differences between Sermet Bey and Hasan showcase the tensions between modern urban life and rural existence. While Sermet Bey leads a life focused on comfort and entertainment, Hasan stands out with his thirst for knowledge and curious demeanor. The differences between these two characters elaborate on the impacts on individual identities. The superstitions and irrational beliefs in the texts represent the mechanisms societies develop to cope with the unknown. Superstitions serve as defense mechanisms that manage societal fears and anxieties, while a lack of education and knowledge leads to the persistence of these beliefs within society. Ultimately, the works Perili Köşk and Gulyabani address the internal conflicts of individuals, the effects of superstitions, and the reflections of supernatural elements on individual psychology while also containing social criticism. The authors encourage the questioning of social norms and the struggle for the strengthening of individual beliefs. These texts are significant not only for their themes of fear and tension but also for reflecting the dynamic relationship between individuals and society. These comparisons were carried out using the document analysis method.
Perili Köşk (The Haunted Mansion) Gulyabani (The Ghoul) Ömer Seyfettin Hüseyin Rahmi Gürpınar Document Analysis Method
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2024 |
Submission Date | September 29, 2024 |
Acceptance Date | December 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 9 Issue: 2 |