Göç; ister bireysel ve gönüllü olsun, ister kitlesel ve
zorunlu olsun birçok sorunu beraberinde getiren bir süreçtir. Göç basit bir
mekân değişikliği değil, göç edenin zihninde başlayıp mekân değiştirme ile
devam eden bir sosyal olgudur. Sosyal ve kültürel çevreyi değiştirir ve göçmeni
yeni bir ilişkiler ağına sokar. Göç, sağlıktan eğitime, barınmadan istihdama,
ekonomiden örgütlenmeye bir dizi uyum, değişim ve dönüşüm gerektiren süreçtir.
Son yıllarda Suriye’den Türkiye’ye doğru gerçekleşen zorunlu
ve kitlesel göç; hem göç eden Suriyelileri, hem de göçü kabul eden Türk
vatandaşlarını olağanüstü göç koşulları ile yüzleşmek zorunda bırakmıştır.
Ancak bu yakın geçmişte yaşanmış en büyük göç hareketi, hareketin büyüklüğüne
oranla minimum düzeyde sorunlarla yürütülmektedir. Bunu sağlayan faktörler iki
toplumun ortak tarih, inanç ve kültürel değerlere sahip olması, akrabalık ve etnik
aidiyet ilişkileri, bütün bunların ötesinde devlet desteği ve sivil toplum
katkılarıdır. Bu kitlesel ve ani
göçün ilk beş yılında Türkiye’de hükümet yetkililerinden yerel yönetimlere,
bürokrasiden tüm sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes bir yardım
seferberliğine girişmiştir. Yapılan bu yardım ve dayanışmanın temel dinamiğini
ensar-muhacir kardeşliği söylemi oluşturmuştur. Türkiye adeta ensar–muhacir
kardeşliğinin modern zamanlarda yeniden üretilebileceğini kanıtlamıştır. Daha
sonraki yıllarda ise bu göç, daha rasyonel bir biçimde ekonmik ve sosyal gerçeklere
göre şekillenmeye başlamıştır.
Bu çalışmada Suriye’den Türkiye’ye doğru yaşanan kitlesel ve
zorunlu göç; sorunlar, çözümler, uyum ve toplumsal bütünleşme açısından ele
alınmıştır.
Migration is a process that brings about numerous problems regardless if it is forced and mass or voluntarily and individual. It is not simply a move from one place to another, but it starts in the mind of immigrant and continues with the move to a new place. It alters the social and cultural sets and relocates the immigrant into a peculiar web of connection. It is a process that requires adaptation, change and transformation about the issues from health to education, from housing to employment and from economy to organization
In recent years, the forced and mass migration from Syria to Turkey has compelled both the immigrant Syrians and the hosting Turks to face the unprecedented conditions of migration. However, this largest migration of the recent past has been handled with minimum problems in contrast to its vast size. The factors that have realized such outcomes are the common values in historical, cultural and social matters, close kinship and ethnic relations between two nations and most importantly the support provided by the Turkish government and the contribution made by indigenous NGOs. During the first five years of this mass and sudden immigration, almost all sides in Turkey from the government officials to the local authorities as well as the bureaucracy and all non-governmental organizations have been undertook a donation campaign. It has been constituted a basic dynamics for the discourse of the fraternity between ansar/the helper and mukhajir/the immigrant that help and solidarity. So to speak, Turkey proved that the fraternity of the helper and the immigrant could be re-constructed in modern times. As to the later years, this immigration has started to shape more rationally in accordance with economical and social facts.
This study deals with the forced-mass migration from Syria to Turkey from the points of problems, solutions, adaptation and integration.
Immigration Social Integration Adaptation Asylum Seekers Syrian Asylum Seekers Temporary Protection
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 21 Issue: 53 (15-06-2018) |