Bilgi paylaşımı ve haber nakli insanlık tarihi boyunca devam ede gelen önemli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın karşılanması ve insanlar arasındaki iletişimin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi her dönemde önemini korumuştur. Peygamberlerin Allah'tan aldıkları vahiyleri insanlara ulaştırma biçimleri bu konuda insanlık için ideal örnekliği oluşturmaktadır. Kur'ân-ı Kerim'de nakledilen bilginin aslına uygunluğunun araştırılması, zanna tabi olunmaması, iftira atılmaması ve yalan söylenmemesi gibi haber naklinde dikkat edilmesi gereken temel kaidelere işaret eden birçok âyet bulunmaktadır. Sahâbe, bu âyetler çerçevesinde, o günün en önemli iletişim aracı olan haberin sözlü naklinde nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini öğrenmiştir. İlgili âyetlerin bazısı bu konuya direk olarak işâret ederken, bir kısmı da dolaylı olarak değinmektedir. Neticede herhangi bir haber karşısında bile araştırmaya yapmaya teşvik edilen Müslümanlar, Hz. Peygamber'den kendilerine bir şey nakledildiğinde daha hassas davranmışlardır. Çalışmamızda bunlara temas edilecek olup, bazı başlıklar halinde sıralanacaktır. Özellikle hadis ilmi başta olmak üzere, bütün dinî ilimlerde vazgeçilmez bir yere sahip olan rivâyet geleneğinin esaslarını âyetlerde açıkça bulmak mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 17 Sayı: 3 |