vardır. Bu nedenle birbirlerinden etkilenmekte, çoğu kere ayrılmaz bir birlikteliğe sahip olmaktadırlar. Bu bakımdan birer insan eylemi olan iman ve bilgi, birbirini besleyen iki kaynak konumundadır. Zira çoğu kere insan inanmak için bilgiye, bilgiye ulaşmak için de imana ihtiyaç duyar. Çünkü hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız bir şeye inanmamız söz konusu olmadığı gibi, henüz bir ön kabul aşamasına gelmemiş bir problemi araştırıp bilgilenme ihtiyacı içinde olmak da söz konusu değildir. Öte yandan iman gerçeği olmaktan çıkmış ve bilgisel gerçekler haline gelmiş bilgilerimizi genel imana dayalı bilgi üstü prensiplere bağlamamızda yine inanç prensiplerinin önemli bir rol oynadığını görmekteyiz
but there are common scope and properties of them. With this reason, they affect each other and need each other. Belief is not opposed to knowledge. Instead if you want to know anything, it takes a certain amount of belief. Man is a rational animal- our power of thought is what differsus from the loweranimals. By definition, faith is belief without reason. It does not strike people as an admirable trait if one can allow oneself to believe without any solid reason; faith is a dead end in logical reasoning. If you are willing to believe something because you feel it is true in your heart, that is a reason, though a very personal one that is by its very definition subject to individual assessment, which of course varies widely. However, we always try to rationalize everything in life, and give explains to everything like our beliefs. We have to think about God and religions in every way. It is normal and necessary thing for us.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 5 Sayı: 4 |