Therefore, as we have clearly stated in our article, the target audience and the environment in which the revelation emanates is one of the issues to be taken into consideration. Hz.Moses and Hz.Muhammad is the one who knows the society to which he will convey the revelation best. As a matter of fact, the prophets were brought up in those societies and they were able to read the target audience sociologically and psychologically in the best way. At this point, which we find remarkable regarding the quality of revelation, the prophet must be in harmony with the mass to which he will convey the revelation. Otherwise, even if the desired will not come true, it will bring certain problems with it. Considering the cynical and arrogant attitudes of the Israelites and having a lisp of the Prophet Moses' language, it is striking that God alone conveyed the revelation to Moses. Generally, it is the case that Prophet Moses received the revelation while in seclusion. It must be a blessing to the messenger of Allah that Moses, who sees the lisper in his language as an obstacle for him and asks his brother Harun from Allah as a helper, as a leader, in seclusion.The similarities in certain issues related to revelation are due to the similarity of the source, the recipient and the addressed audience.The mass addressed by the Prophet Moses and the Prophet Muhammad is also similar in terms of the issues they insist on.As we mentioned in our study, Hz.Moses and Hz.Muhammad also fought against the pagan belief.The audience they address have agreed on the same belief for centuries.When faced with an opposing attitude, it does not seem possible that their reaction is very moderate and positive. However, it is possible to see similarities as well as differences. Differences arise from some ontological, sociological and psychological conditions. In our article, we tried to focus on the differences in general terms
Bu makalede vahiy alan peygamber ile vahyin kaynağı olan Allah’ın karşılaşma şeklini, bu karşılaşmanın peygamber üzerindeki etkilerini Hz. Musa ve Hz. Muhammed’in vahiy tecrübeleri üzerinden tespit etmeye çalıştık. Vahyin kaynağının aynı olması, bizi vahyin alıcısı olan peygamberlerde benzer tecrübelerin yaşanmış olabileceği varsayımına götürmüştür. Bu varsayımın iki peygamberin vahiy yoluyla aldıkları kutsal kitaplarda ve onları açıklamak için yazılan eserlerde doğrulanıp doğrulanmadığını tespit etmek istedik. Hz. Musa’nın ilk vahyi Tur Dağında, Hz. Muhammed’in ise Nur Dağında alması, bu ilk karşılaşmada Allah ile baş başa kalmaları ve karşılaşmanın her iki nebide de derin ürperti ve etkiler oluşturması, varsayımımızı doğrulayan belli başlı kanıtlardır. Çalışmamızda ayrıca Allah’ın vahyettiği peygambere nasıl davrandığı, vahiy almanın başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacak ortam ve şartların sağlanıp sağlanmadığı, sağlandıysa iki peygamber özelinde bunların neler olduğu araştırılmıştır. Her iki peygamberin risalet için seçildikleri tarihsel dönem, coğrafya ve toplum etkenlerinin vahyin kaynağı ile karşılaşma keyfiyetini tecrübe düzeyinde etkileyip etkilemediğini, karşılaşmadaki benzerlik ve farklılıkların neler olduğu da incelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 1 |
Danisname Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.