The gravitational center in international relations has recently shifted from the Atlantic to Asia. Generally observed as an outcome of economic developments, the process marked a wide array of political and strategical implications through which it is possible to predict sources of potential conflict in the context of Asia will result in new global and regional conditions. Major political issues that the People’s Republic of China (PRC) has with Taiwan and Japan, the nuclear program ongoing in the Democratic People’s Republic of Korea’s (North Korea), and the PRC being contained by the regional allies of the United States of America, will likely precipitate conflicts in the region. But besides these issues is the significance of another series of conflict regarding the maritime law of South China Sea, a law that involves all key regional actors. In a broader view of conflicts, global effects will arguably flourish in politico-military spheres alongside economic ones. In detail, South China Sea delivers a significant volume of oil, natural gas, and other items of world trade. It also contains rich fishing facilities, biohabitats, and hundreds of islands, islets and rocks, located as an area of conflict between PRC and Taiwan on the north, Philippines on the east, Vietnam on the west, and Malaysia and Brunei Darussalam on the south. The current disputes relating to the maritime law focus on the sovereignty of islands and the determination of exclusive economic zones along with freedom of navigation and construction of artificial islands and military bases on the islands in the area. In reality, these disputes are raised and handled in the context of PRC’s rise and its assertive foreign policy as well as the containment policy implemented by USA with regional allies. This article elaborates on the global and local aspects of these disputes, and makes the argument that in the context of Chinese foreign policy, PRC will remain to be unwilling to modulate its position in the South China Sea in part because regional rivals are less than able to compete with it in absence of American politico-military support. When combined with the growing importance of Asia in US affairs, it is our contention that this looming conflict will lead to the rise of militarization as an impending source of conflict in the larger US-PRC competition.
South China Sea Rising China Nine-dash lines Exclusive Economic Zone free navigation artificial islands
Uluslararası ilişkilerin ağırlık merkezinde Atlantik’in iki yakasından Asya’ya doğru bir kayma yaşandığı yoğunlukla dile getirilen bir husustur. İktisadi düzlemdeki gelişmelerin neden olduğu bu sürecin siyasi ve stratejik düzleme sirayet etmediğini düşünmek mümkün gözükmemektedir. Bu kapsamda, Güneydoğu Asya’da potansiyel anlaşmazlık ve çatışma konularının, bölgesel etkilerinin yanı sıra küresel yansımalarının olabileceği değerlendirilmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ile Tayvan ve Japonya arasındaki siyasi sorunlar, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (Kuzey Kore) nükleer programı, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müttefikleri ile birlikte ÇHC’yi çevrelemesi gibi önde gelen potansiyel çatışma konularının yanında, Güney Çin Denizi’nde, bölgenin aktörlerinin önemli bir bölümünün dahil olduğu deniz hukukuna ilişkin anlaşmazlık ve çatışmaların da önemi yadsınamaz. Bu anlaşmazlık ve çatışmaların ölçeğinin yükselmesi durumunda, iktisadi düzlem başta olmak üzere siyasi ve askeri düzlemde de küresel etkilerin ortaya çıkacağı değerlendirilmektedir. Dünya ticaret hacminin önemli bir kısmının akışının sağlandığı, zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olduğu öngörülen, balıkçılık olanaklarını ve biyolojik çeşitliliği bünyesinde barındıran Güney Çin Denizi, yüzlerce ada, adacık ve kayayı içermektedir. Kuzeyinde ÇHC’nin ve Tayvan’ın, doğusunda Filipinler’in, batısında Vietnam’ın, güneyinde Malezya ve Bruney Sultanlığının (Bruney) doğrudan anlaşmazlığa taraf olduğu görülmektedir. Deniz hukukuna ilişkin anlaşmazlıklar ile kastedilen bölgede yer alan adaların egemenliği, Münhasır Ekonomik Bölgelerin (MEB) tayini ile serbest seyrüsefer, yapay ada inşası ve adalar üzerinde askeri üs inşa edilmesidir. Çalışma kapsamında bu sorunlar, ÇHC’nin yükselişi ve iddialı dış politikası ile ABD’nin bölgesel müttefikleri ile çevreleme politikası bağlamında ele alınmış, sorunların küresel ve bölgesel etkileri vurgulanmıştır. Temel iddiamız, Pekin’in dış politika yaklaşımı kapsamında, Güney Çin Denizi’ne yönelik iddialarını yumuşatmasının zor gözüktüğü yönündedir. Pekin’in karşısında yer alan bölgesel aktörler ise ABD’nin siyasi ve askeri desteğine ihtiyaç duymaktadır. ABD dış politikasında Asya’nın artan ağırlığı ile birlikte değerlendirildiğinde sorunun, askerileşmeyi artıran bir kaynak ve ABD-ÇHC rekabetinin çatışmaya dönük sahası olduğu savunulmaktadır.
Güney Çin Denizi Yükselen Çin Dokuz kesik çizgi Münhasır Ekonomik Bölge Serbest seyrüsefer Yapay ada inşası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 6 |
Doğu Asya Araştırmaları Dergisi (DAAD) I 2021 I abdurresit.karluk@hbv.edu.tr I
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-No Derivatives 4.0 (CC BY-NC-ND 4.0) International License.