The ijazah tradition is recognized as having a long history in
Islamic educational life. The term ‘ijazah’ in Islamic pedagogy generally
signifies a ‘licence to teach’, and more specifically refers to a certificate
issued by a professor in an institution of higher learning to a
student who has attended a course of lectures to the professor’s satisfaction,
and who has been deemed henceforth as qualified to transmit
the same subject to his own students.
The ijazah tradition developed in Muslim educational life at least as
early as the 4th century A.H. (10th century A.D) and became a universally
applied educational procedure in all Muslim lands. Originally it
was a tradition developed by Muslims under the influence of Islamic
sciences, such as Hadith and Qur’anic exegesis. Some two centuries
later, in the second half of the twelfth century, ijazah made its appearance
in the Latin West or Christian Europe. It was a license to
teach, a so-called licentia docendi,which is the same as the ijazah.
Licentia docendi was the earliest form of certificate in the West. But
throughout history, the term ‘licentia docendi’ has been altered, according
to the university system, into certificate, diploma, degree, etc.
Whereas the term ijazah, in Muslim educational life, has remained almost
the same since the time it was developed, from the early years of
Islam up until today, with a few exceptions in some areas. The various
ijazahs in Islamic sciences and in other fields demonstrate the religious,
cultural and educational unity of Muslims in the past, despite
their geographical differences.
İcazet hadis ve Kur'ân tefsiri gibi İslâmî bilimlerin etkisi altında Müslümanlar tarafından H. 3./ M. 9. yüzyıl kadar erken bir tarihte geliştirilmiş özgün bir gelenektir. İslâmî pedagojide ?icazet' terimi genel olarak ?öğretme ruhsatı'na işaret eder ve bir yüksek öğrenim kurumundaki bir hoca tarafından, hocanın derslerini başarıyla tamamlayan ve böylece aynı dersi kendi öğrencilerine aktarma yeteneği kazanan bir öğrenciye verdiği sertifikayı ifade eder. Besmele, hamd ve salâvat ile başlayan icazet metni, ilmin ve isnadın öneminden bahsedilip isnad silsilesi, kitapların ve derslerin adları sayıldıktan sonra hocanın öğrencisine tavsiyeleri, dua, tarih ve hocanın onayı -mühür ya da imza- ile sona erer. İcazet verme görev ve yetkisi yalnızca hocaya aittir. Bu konuda resmî oteritenin herhangi bir etkisi yoktur. Hoca kendi sorumluluğunun bilincinde olduğu sürece, İslâm kültüründeki eğitimin kalitesi ve akademik standartları korunmuştur. İcazet geleneği 4./10. yüzyılda bütün Müslüman ülkelerde uygulanan evrensel bir eğitim prosedürü hâline gelmiş ve hatta Hristiyan Avrupa'nın eğitim yaşamı üzerinde de bazı önemli etkiler yapmıştır. Nitekim 12.yüzyılda Latin Batı'da ortaya çıkan, zaman içinde sertifika, diploma, derece şeklinde değişiklikler geçirecek olan licentia docendi de icazetle aynı anlama geliyordu. İcazet geleneğinin yüzyıllar boyunca bütün İslâm âleminde hemen hemen aynı şekilde uygulanması Müslümanların dinî, kültürel ve eğitimsel birliğini göstermektedir.
Other ID | JA95CE56HD |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2003 |
Published in Issue | Year 2003 Volume: 1 Issue: 3 |