Türkiye fasulye üretimi bakımından Çin ve Endonezya’dan sonra dünyada üç üncü sırada yer almaktadır. Fasulye, gen merkezi olmadığı halde Türkiye’de hemen her bölgeye uyum sağlamış olup önemli seviyede çeşitlilik göstermiştir. Ülkemize 17. yy’da gelmiş olmakla birlikte, yetiştiriciliği yaygın bir sebze olan fasulyede Güney-Doğu Anadolu ve Samsun-Tokat-Amasya mikro gen merkezleri, genetik çeşitlilik merkezleri durumuna gelmiştir. Genetik kaynaklar, hem ıslah ç alışmaları hem de gen bankaları aç ısından büyük ö nem taşımaktadır. Bu nedenle toplanan gen kaynaklarının bitki ö zelliklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bitki genetik kaynaklarının karakterizasyonu, tohum ö rnekleri ya da populasyonlar arasındaki genetik varyasyonun miktarı ve dağılımının ortaya konması amacıyla yapılmaktadır. Herhangi bir türde toplanan gen kaynakları tanımlanmadıkları sürece ıslah programlarında yer alamamakta, sonrasında kaybolabilmektedir. Fasulye gen kaynakları, morfolojik, agro-ekolojik ve tarımsal özelliklerine göre sınıflara ayrılırlar. Bilhassa büyüme ve tohum tiplerine göre sınıflandırmalar yapılmaktadır. Fasulye populasyonlarındaki varyabilite, morfolojik olarak bitkide, yaprakta, çiçekte, baklada, tohumda UPOV, IPGRI kriterlerinde yer alan parametrelerin incelenmesiyle ortaya konulmaktadır. Bununla birlikte populasyondaki varyasyon, moleküler düzeyde de RAPD, SSR ve ISSR yöntemleri kullanılarak da belirlenebilmektedir. Bu bağlamda son yıllarda ülkemizde Orta Karadeniz Bölgesi (Samsun, Ordu, Giresun, Tokat, Amasya), Doğu Anadolu’nun güneyi (Bingöl, Bitlis, Elazığ, Malatya, Hakkari, Muş, Tunceli, Van), Doğu Anadolu Bölgesi’nde (Erzurum, Bayburt) ve Artvin, Trabzon, Burdur illerindeki kuru ve taze fasulye populasyonlarında morfolojik ve moleküler düzeyde karakterizasyonlar yapılmıştır. Dünyada da fasulye yetiştirilen ülkelerde yapılan karakterizasyon çalışmalarıyla bölgesel olarak fasulye populasyonlarının genetik varyabiliteleri incelenmiştir. Bu çalışmada fasulye karakterizasyonu hakkında özellikle Türkiye’de morfolojik ve moleküler düzeyde yapılan çalışmalar araştırılmış ve son yıllardaki gelişmeler özetlenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Collection |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 10 Issue: 1 |