Kula ilçesi hem sivil mimarlık örnekleri hem de anıtsal yapılarıyla günümüze dek büyük oranda korunarak gelmiş, Osmanlı Dönemine ait pek çok kültürel miras ile dolu olan bir yerleşim alanıdır. Geçmiş yüzyıllarda barındırdığı etnik çeşitliliği ve bugün hala var olan konut, eğitim ve dini yapılarıyla okutabilmektedir. Konutlarda onarım çalışmaları daha küçük ölçekli olmaları sebebi ile zaman ve maliyet açısından daha hızlı ilerlemektedir. Ancak anıtsal yapılar için aynı durum söz konusu değildir. Anıtsal ve büyük ölçekli yapılar hem uzun süren maliyetli restorasyonlara ihtiyaç duyarlar, hem de restorasyon sonrası paylaşılma ve uzun süre kullanılarak yaşayacak yere ve yapıya uygun işlev yüklenme sorunu yaşayabilmektedirler. Kula’daki anıtsal yapılarda, özellikle kiliselerde benzer bir durum yer almaktadır. Mülkiyet problemleri, uzun süren restorasyon çalışmaları ve ihtiyaç duyulmayan işlevler nedeni ile topluma kazandırılan ve belirgin bir amaçla sürekli, kullanımına aktif olarak devam edilen bir kilise bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı Kula ilçesinin, Osmanlı Dönemindeki sosyal, kültürel durumuna tanıklık eden ve günümüze kadar korunarak ulaşabilmiş bu değerli yapıların önemine dikkat çekmek, koruma sorunlarını aktarmak ve bu yapıları mevcut durumları ile belgelemektir. Geçmişte ilçede bulunan bazı kiliseler ile ilgili üniversite bünyesinde ders kapsamında rölöve çalışmaları yapılmış olmakla birlikte tüm kiliseleri konu alan, onların mevcut durumlarını belgeleyen (fotoğrafları ve mimari çizimleri ile) bir çalışma bulunmaması bu araştırmanın özgün değeri olarak tanımlanabilir. Çalışma kapsamında öncelikle Kula İlçesi ve Kula’daki Rumlar incelenmiş, ardından yeniden işlevlendirme kavramı ve kilise yapılarının dünya ile Türkiye’deki işlevlendirme örnekleri verilmiş, daha sonra çalışmanın odak kısmında Kula ilçesinde bulunan kilise ve şapellerin konumları, mimari özellikleri ve mevcut durumları aktarılmış, bu yapıların mevcut durumlarına ilişkin koruma ve yeniden işlevlendirme önerileri getirilmiştir. Kuramsal olan ilk bölümlerde literatür araştırmalarından, odak bölümde ise arşiv araştırmaları ve saha çalışmalarından yararlanılmıştır.
Kula, which has been preserved to a great extent until today with civil architecture examples and monumental buildings, is a settlement full of cultural heritage belonging to the Ottoman period. The ethnic diversity it harbored in the past centuries is still present with its residential, educational, and religious buildings. Repair work on residential buildings is faster in terms of time and cost due to their smaller scale, but this is not the case for monumental buildings. These structures both need costly restorations and may have problems with sharing and proper functioning after restoration. This is the problem seen in monumental buildings in Kula, especially church buildings. Due to ownership problems, long-lasting restorations and unnecessary functions, there is not so much church that has been restored in Kula. The aim of this study is to draw attention to the importance of these valuable structures, which witness the social and cultural situation of Kula in the Ottoman Period and have survived to the present day, to convey the conservation problems of these structures and to document their condition. Although some churches in the district have been surveyed in the past within the scope of the course within the university, the fact that there is no study on all the churches, documenting their current conditions (with photographs and architectural drawings) can be defined as the original value of this research. Within the scope of the study, firstly Kula and the Greeks in Kula are mentioned, then the concept of refunctioning and examples of the refunctioning of church buildings in the world and in Turkey are given, then the locations, architectural features and current conditions of the churches and chapels in Kula are conveyed in the focus part of the study, and protection and refunctioning suggestions are made regarding the current conditions of these buildings. In the first theoretical sections, literature research was utilized, while in the focus section, archival research and field studies were utilized.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Heritage and Conservation, Conservation of Historical Materials |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 17, 2024 |
Publication Date | October 22, 2024 |
Submission Date | April 16, 2024 |
Acceptance Date | July 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |