Bu makale Salman Rushdie’nin anlatılarında ve özellikle tarihi üstkurmurca olan
Midnight’s Children romanında ses kavramını irdelemiş, bir ulusun tarihi alanda
kimliklenme sürecini, ses ve alanda incelenmemiş olan sessizlik kavramları
üzerinden tahlil etmiştir. Hint tarihindeki kopma noktaları, olağanüstü yetileri olan
roman kahramanı Saleem gözünden değerlendirilmiştir. Rushdie’ye göre tek bir
tarih yoktur; alternatif bakışlar ve çok çeşitli tarihi anlatılar vardır. Bu sebeple
(polifonik) çok sesli anlatılarda ‘sesi duyulmayan’ kişiler, gruplar ve sınıflar temsil
edilebilirler. Sesin yapısını irdelemek aynı zamanda yazınsal katmanların açığa
çıkmasını sağlamaktadır. Rushdie anlatısında, ses kavramı üç temel alanı merkeze
almaktadır: Milli hafıza, çoğulculuk ve dönüşen kimlik. Alt metinlerde ise bu
kavramlar göçmenlerin kimlik sorunlarını görünür kılmaktadır. Sessizlik kavramı
her ne kadar fail olma noktasında sorunlar barındırsa da, madun seslerini, daha da
duyulur kılmaktadır. Makalede, ses ve sessizliğin ilişkisini birbirini olumlar nitelikte
yeniden yapılandırılmaktadır. Böylece Rushdie, okuyucuyu kültürel etkileşim
sınırlarını aşmaya cesaretlendirmektedir. Görülmüştür ki romanın ‘ötekileri’
seslendirme potansiyeli yüksektir. Bu aşamada ses, gerek hikâye anlatıcısı
aracılığıyla, gerekse de öteki kahramanların bilinçleriyle iyileştirici bir unsur olarak
ortaya çıkmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 27, 2017 |
Submission Date | January 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 4 Issue: 2 |