For the Stoics
man is a social being who can be perfected only within the society of other
human beings. Individual morality is ipso facto social morality since man
cannot be thought of outside the context of the broader human community. Thus
the Stoic terminology helps to extend the Greek philosophical vocabulary by
innovatively adding the term “cosmopolis” beside the previous term of “polis”.
Cosmopolitanism partially stands on the prior idea that the noetic faults or
sins that characterize the human being are not only tainted as individual
disorders but also as social mishaps for the reason that they are shared by all
people. Moreover, these noetic faults, i.e. passions, tend to be multiplied and
proliferated through the dynamics which are developed within a society. Thus
the “vulgus”, the crowd, is a real catalyst of negative influence for the
individual who wishes to acquire wisdom and eudaimonia. This fact creates a
significant predicament in the equable coexistence of people. The gnomon for a
resolution to this problematic issue is based on the therapy of passions. In
the Stoic theory the therapy of passions is one of the most prominent subjects,
and while Stoic interpretations may differ in particular details, all the
thinkers of the Stoa conclude that passions are to blame for the miseries of
the human life. Particularly, the Stoics of Rome define fighting against
passions not as insensibility (apatheia) but as an energetic logical procedure
that leads to the extinction of false thinking. In order to be able to live
harmoniously with the “other”, man has to correct himself and render himself
better. Thus, the elementary goal for a perfect society takes the form of
individual perfection. The brotherhood of men is grounded on the indubitable
Stoic axiom that the human soul is the source of every good; actually of the
unique good, which is virtue. The distinctive parameter for creating a
community is the sole good (summum bonum), virtue, which is an objective for
everyone but also an inherent and ecumenical capacity. Virtue facilitates a
profound understanding of life and other people. Through Logos the asymmetric
relationship between man and his fellow man can be finally amended.
Stoacılar için insan, yalnızca toplumdaki diğer
insanlar arasında mükemmelleşebilen bir varlıktır. İnsan, kendisinden daha
geniş bir insan topluluğu bağlamı dışında düşünülemeyeceği için, bireysel ahlak tam da bu gerçeklikten ötürü
bir sosyal ahlaktır. Bunu ortaya koymakla Stoacı terminoloji, Yunan felsefi söz
dağarcığını, daha evvelki “polis” teriminin yanına “cosmopolis”i yenilikçi bir
biçimde eklemek suretiyle genişletmeye yardımcı olur. Kozmopolitanizm, insanı
karakterize eden noetik kusurları ya da günahları sadece bir bireysel bozulma
olarak değil, aynı zamanda bu hatalar bütün insanlar tarafından paylaşıldığı
için sosyal bir düşkünlük olarak lekelemekle,
kısmen de olsa daha önceki fikre yaslanır. Dahası, bu noetik kusurlar;
yani tutkular, toplum içerisinde gelişen dinamikler yoluyla üremeye ve
çoğalmaya meyillidirler. Bu yüzden “vulgus”,kalabalık, erdemi ve
eudaimonia’yı elde etmek isteyen birey için olumsuz etkiye sahip gerçek bir
katalizördür. Bu gerçek, insanların karşılıklı olarak eşit bir ilişki
içerisinde bulunmaları konusunda önemli bir açmaz yaratmaktadır. Bu problematik
meselenin çözümüne yönelik ölçüt, tutkuların terapisine dayanmaktadır. Stoacı
kuramda, Stoik yorum bir dereceye kadar ayrıntılarda farklılaşsa da, tutkuları
terapi etmek en belirgin konulardan biridir ve Stoa’nın tüm düşünürleri,
tutkuların, insan yaşamının sefaletinin sorumlusu olduğuna hükmetmektedirler.
Özellikle Romalı Stoacılar, tutkulara karşı savaşmayı, bir sarsılmazlık
(apatheia) değil, yanlış düşünmeyi ortadan kaldıracak hareketli, mantıksal bir
prosedür olarak tanımlarlar. “Diğer”leri ile ahenkli bir biçimde yaşamak için
insanlar kendilerini düzeltmeli ve olumlu yönde değiştirmelidirler. Böylece mükemmel
topluma yönelik temel amaç, bireysel mükemmelleşme biçimini alır. İnsanlığın
kardeşliği fikri, insan ruhunun her türlü iyiliğin- ve esasen emsalsiz iyilik
olan erdemin-kaynağı olduğuna dair şüphe götürmez Stoacı ön kabulde
temellenmiştir. Bir topluluk yaratmanın ayırıcı etkeni, herkes için nesnel ama
aynı zamanda kendiliğinden ve evrensel-ruhani bir kapasite olan salt iyilik
(summum bonum)’tir, erdemdir. Erdem, yaşamı ve diğer insanları derinden anlamak
için bir olanak sunar. Nihayetinde, logos aracılığıyla insanın muhataplarıyla
arasındaki asimetrik ilişki düzeltilebilir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 24, 2018 |
Submission Date | August 2, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 5 Issue: 2 |