Edip Cansever (1928-1986), Modern Türk şiirinin 20. yüzyıldaki önemli temsilcilerinden biridir. II. Yeni Şiiri’nin temsilcilerinden biri olarak gösterilse de kendisi bu akımın içinde yer almadığını ve kendi şiirini kurduğunu beyan etmiştir. II. Yeni Şiiri’ne yöneltilen toplumdan uzak olma suçlamasıyla karşı karşıya kalan Cansever, şiirindeki toplumcu niteliği kendisiyle yapılan söyleşilerde vurgulamış ve şiirlerinde de uygulamıştır. Bununla ilgili örneklere bu yazıda da değinilmektedir.
Bu çalışma Cansever’in ilk olarak 1964 yılında yayımlanan Tragedyalar adlı uzun şiirini odağına almaktadır. Bu doğrultuda Cansever’in türsel olarak kökeni Eski Yunan’a dayanan tragedyanın imkânlarından ne ölçüde yararlandığı ele alınmış ve gerçekte çerçevesini çizmeye çalıştığı modern trajedinin niteliği üzerinde durulmuştur. Buna göre Cansever’in; tragedyanın kökeninde yer alan değer çatışması, kaçınılmaz mutsuz son gibi niteliklerden yararlandığı anlaşılmaktadır. Umutsuzluk çatısı altında toplanabilecek bu genel olumsuz tablo çıkışsızlık hâli, sıkıntı, içe kapanma ve bireylerin kimliklerinin giderek silinmesi gibi yan sonuçları da beraberinde getirmektedir. Cansever’in şiirin ilk bölümlerinde toplumsal düzenle ilgili çizdiği bu çerçeve, şiire sonradan dâhil olan ailenin bireylerinde de kendini gösterir ve umutsuzlukla ilgili bir modern trajedi örneği çizilmiş olur.
Böylelikle Cansever’in bireysel düzeyde olduğu kadar toplumsal düzeyde de insanları umutsuzluğa götüren bu niteliklerin günümüz toplumundaki somut karşılıklarını şiirine yansıtmaya çalıştığı düşünülebilir. Bu anlamda, çalışmada detaylarıyla ele alınacağı üzere, şairin kendi şiiri üzerine söyledikleri, Tragedyalar’da gerçekleştirdiği “tikelden tümele” uzanma eğilimiyle örtüşmektedir. Ancak son tahlilde Cansever’in umudu içermeyen bir umutsuzluğu ortaya koymaya çalışmadığı ve gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde hem umudun hem de umutsuzluğun hep var olacağını ifade ettiği söylenebilir. Çalışma öz olarak, 20. yüzyıl insanının trajedisini anlatmaya çalışan Cansever’in, bu düşüncesini şiirinde nasıl gerçekleştirdiğini analiz etme çabası taşımaktadır.
Edip Cansever (1928-1986) is one of the significant representatives of Modern
Turkish poetry in the 20th century. Although he is shown as one of the representatives
of II. Yeni Poetry, he declared that he was not involved in this movement and that he
founded his own poetry. Faced with the accusation of being away from the society
directed at II. Yeni Poetry, Cansever emphasized the socialist quality of his poetry in
the interviews made with him and applied it in his poems as well. Examples on this
are also given in this article.
This study focuses on Cansever's long poem, Tragedyalar, which was first
published in 1964. In this direction, the extent to which his tragedy has benefited from
the possibilities of tragedy, which has its origins in Ancient Greece, has been
discussed and the quality of modern tragedy, which Cansever actually tries to draw,
is emphasized. Accordingly, it is understood that Cansever benefited from the
qualities such as the conflict of values and the inevitable unhappy ending, which are
at the root of the tragedy. This general negative picture, which can be gathered under
the umbrella of hopelessness, brings with it side results such as a state of “no exit”,
distress, introversion and the gradual erasure of individuals' identities. This
framework, which Cansever draws about the social order in the earlier parts of the
poem, also manifests itself in the members of the family who are included in the poem
later, and an example of a modern tragedy about despair is drawn.
Thus, it can be thought that Cansever is trying to reflect the concrete
equivalents of these qualities, which lead people to despair at the individual level as
well as the social level, in his poetry. In this sense, as will be discussed in detail in the
study, what the poet says about his own poetry coincides with the tendency to extend
from the "particular to the universal" in Tragedyalar.
However, in the final analysis, it can be said that Cansever does not try to
reveal a hopelessness that does not include hope, and expresses that both hope and
hopelessness will always exist, both at the individual and social level. In essence, the
study tries to analyze how Cansever, who tries to describe the tragedy of the 20th
century, carries through this idea in his poetry.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 22, 2024 |
Submission Date | August 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 1 |