Giriş: Yoğun bakım ortamlarının öğrenci hemşireler için stresli bir çevre olduğuna ilişkin yaygın bir görüş olmasına rağmen literatürde
yeterli bir kanıt yoktur. Amaç: Bu çalışmanın amacı yoğun bakım ünitesinde klinik uygulama yapan hemşirelik intörn öğrencilerin ilk ve son
gün yaşadıkları kaygı düzeylerinin belirlenmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu çalışmanın örneklemini, bir üniversitenin
hemşirelik bölümünün son sınıfında intörnlük uygulamasına çıkan toplam 86 öğrenci oluşturmuştur. Veriler tanıtıcı özellikler formu,
durumluk kaygı envanteri ile toplanmış, yüzdelik dağılım, Wilcoxon İşaretli Sıra testi, Mann - Whitney U testi ile değerlendirilmiştir.
Bulgular: Öğrencilerin %83.7’sinin daha önce yoğun bakım uygulaması yapmadığı belirlenmiştir. Yoğun bakım uygulamasının ilk
(39.53±5.88) ve son günü (43.66±5.52) durumluk kaygı puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde fark olduğu
saptanmıştır(t=-4.314; p=.000). Daha önce yoğun bakım deneyimi olan öğrencilerin uygulamanın hem ilk hem de son günü yaşadıkları kaygı
istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Bulgular doğrultusunda, yoğun bakım stajının öğrencilerin
kaygısını arttırdığı söylenebilir. Öğrencilerin kaygısını azaltmak için eğitim sürecinde yoğun bakım ortamlarında öğrenciyi ve öğrenmeyi
desteklemeye yönelik düzenlemelerin yapılması önerilebilir
Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelik Eğitimi Hemşirelik Öğrencisi Kaygı.
Background: Although there is a widespread view that intensive care unıts are a stressful environment for student nurses, there is not
enough evidence in the relevant literature. Objectives: The aim of this study was to determine anxiety levels of intern nursing students on the
first and last days of their clinical practices in the intensive care unit (ICU). Method: The sample of this descriptive and cross-sectional study
comprised 86 final year nursing students of a university having their internship program. The data were collected with the sociodemographic
characteristics questionnaire and state anxiety inventory, and evaluated with percentage distributions, Wilcoxon Marked Sequence test, Mann
- Whitney U test Results: It was determined that %83.7of the students didn’t have intensive care internship before. There was a statistically
significant difference between the students’ mean state anxiety scores they achieved on the first (39.53 ± 5.88) and last days (43.66 ± 5.52) of
the intensive care internship (t = -4.770, p = .000). The students who had previous intensive care experience were also determined to have
statistically significantly higher levels of anxiety both on the first and on the last days of the training(p <0.05). Conclusion: In line with the
results, it can be said that intensive care internship increases the students’ anxiety. Therefore, in order to reduce the students’ anxiety, it is
recommended that necessary arrangements aiming to support both students and education activities during the educational process in
intensive care units should be made
Intensive Care Unit Nursing Education Nursing Student Anxiety.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 11 Sayı: 4 |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi ULAKBİM Türk Tıp Dizini, Türk Medline, Türkiye Atıf Dizini, Şubat 2021 tarihinden beri EBSCO Host ve 26 Ekim 2021 tarihinden itibaren DOAJ ve 18 Ocak 2022 tarihinden beri Index Copernicus tarafından indekslenmektedir.