Franz Kafka is one of the writers who best describes his sense of alienation. The author gave quite a wide space to this phenomenon in his stories and novels. The concept of alienation is a broad and controversial concept defined by many disciplines. Particularly in recent years, the concept of sociology has been studied by Karl Marx in the sociology of economics. In modern life, the individual becomes a living entity that is exhausted and has four stages of alienation. Marx defined this situation as “alienated labor” Marx. The individual experiences the first phase of alienation with the production of the object he produces while doing himself first. Because man has become a controlled commodity when he controls the object he produces. Then the individual's self-dilemma, that is, the capitalist system of consumption and production impositions to refuse this situation as a matter of self-esteem is the second stage alienation. After this stage, the individual begins to alienate to other people. In the end, the individual who is alienated from his own kind is excluded from society and pushed out of the system. The alienation of the story's hero, Gregor Samsa, deeply depicts the last phase of these four stages. Kafka tells the protagonist of the story with a physical transformation, and he places the situations that have brought this stage to the line. The name of the story is “Transformation” as “Change” to Turkish. This translation means of metamorphosis in English. This study was conducted to analyze socio-economic terms of the mentioned work. In many events in the story, it is possible to see the social situation of Kafka's period and the family structure of Gregor Samsa. Therefore, the economic response of the concept of alienation and the point in which this meaning comes into contact with the individual life constitute the focus of the study.
Franz Kafka kendisinin de sürekli yaşadığı “yabancılaşma” duygusunu en iyi anlatan yazarlardan birisidir. Yazar hikâye ve romanlarında bu olguya oldukça geniş yer vermiştir. Yabancılaşma kavramı birçok disiplin tarafından tanımlanan geniş ve tartışmalı bir kavramdır. Özellikle son yıllarda sosyolojinin çalışma alanına giren kavram, Karl Marx tarafından iktisat sosyolojisi içerisinde incelenen bir konu olmuştur. Modern hayatta birey üretirken tükenen ve dört aşamalı yabancılaşma yaşayan bir varlık haline gelmektedir. Marx bu duruma “yabancılaşmış emek” tanımı yapmaktadır. Birey önce üretim yaparak kendini gerçekleştirirken ürettiği nesnenin elinden alınması ile ilk yabancılaşma aşamasını yaşar. Çünkü insan ürettiği nesneyi kontrol eden durumda iken son noktada kontrol edilen bir meta haline dönüşmüştür. Daha sonra bireyin kendi içinde ikilem yaşaması, yani kapitalist sistemin tüketim ve üretim dayatmalarına karşılık öz itibari ile bu durumu reddetmesi ikinci aşama yabancılaşma yaşatmaktadır. Bu aşamadan sonra birey diğer insanlara yabancılaşmaya başlar. Nihayetinde kendi türüne yabancılaşan birey toplum tarafından dışlanır ve sistem dışına itilir. Kafka’nın metamorfozdaki kahramanı Gregor Samsa’nın yaşadığı yabancılaşma bu dört aşamanın son safhasını derin bir şekilde anlatmaktadır. Kafka hikâyenin kahramanını fiziksel bir dönüşüm ile anlatırken bu aşamaya getiren durumları satır aralarına tek tek yerleştirmiştir. Metamorfoz Türkçe ’ye “Dönüşüm” “Değişim” olarak geçmiştir. Bu çalışma, adı geçen eserinsosyo-ekonomik anlamda tahlil edilmesi üzerine kaleme alınmıştır. Hikâye içerisinde geçen birçok vakada gerek Kafka’nın yazdığı dönemin toplumsal durumunu, gerekse Gregor Samsa özelinde aile yapılarını görmek mümkündür. Dolayısı ile yabancılaşma kavramının iktisadi anlamda karşılığı ve bu anlamın birey hayatında hangi noktalara temas ettiği çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 22 Sayı: 1 |