GİRİŞ ve AMAÇ: Bir üniversite hastanesinde kemoterapi uygulayan ve uygulamayan hemşirelerde üreme sağlığı sorunlarının belirlenmesi ve kemoterapi uygulama süreci ile ilişkisinin irdelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM:Üçüncü basamak bir hastanede, düzenli kemoterapi (KT) uygulanan dört birimde çalışan bütün hemşireler (45) (kemoterapötik ile karşılaşan grup) ve kemoterapötik ile karşılaşmayanlar arasından seçilen 54 hemşirenin üreme sağlığı sorunları ve KT uygulama süreçleri incelenmiştir. Gruplarda yer alanlar basit rastgele örnek yöntemi ile İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi (İSGB) kayıtlarından seçilmiş, veri araştırmacı tarafından hazırlanan anket aracılığı ile yüzyüze görüşülerek toplanmıştır. Gruplar üreme sağlığı sorunlarının yanı sıra sosyodemografik özellikler, çalışma yaşamı özellikleri ve kemoterapötik ile karşılaşmaya ilişkin özellikler açısından irdelenmiştir.
BULGULAR: Her iki grup üreme sağlığı sorunlarından ölü doğum görülme sıklığı açısından birbirine benzerdir. Bununla beraber konjenital malformasyon karşılaşmayan grupta görülmezken, karşılaşan grupta % 4,7 (n=2) olarak saptanmış; erken doğum ve spontan abortus olgularının ise karşılaşmayan grupta % 10,5 (n=4) ile karşılaşanlara göre daha fazla görüldüğü belirlenmiştir. Kemoterapötik ilaç ile karşılaşmayan grupta üreme sağlığı sorunlarının daha sık olduğu gözlenmiştir. Hemşirelerin sosyodemografik, bireysel, çalışma yaşamı ve kemoterapötik ile karşılaşmaya ilişkin özelliklerinin üreme sağlığı ile ilgili bir ilişkisi saptanmamıştır. Kemoterapötikle karşılaşan grupta yer alan hemşirelerde, hasta ve uygulanan ilaç sıklığının fazla olduğu ve bu grubun hizmet içi eğitim eksikliği olduğu belirlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Kemoterapötik ilaç ile karşılaşan ve karşılaşmayan hemşireler arasında üreme sağlığı sorunları açısından fark gözlenmemiştir. Üreme sağlığı sorunları ile KT uygulama süreci arasındaki ilişkiyi daha iyi anlayabilmek için geniş sağlık çalışanı kohortlarının, genotoksik, biyolojik ve çevresel göstergeleri içerecek biçimde izlenmesi gereklidir.
INTRODUCTION: The aim of this study was to determine the reproductive health problems and chemotherapeutics’ handling processes among 2 groups of nurses, exposed and non-exposed.
METHODS: In a tertiary hospital, all nurses (45) from 4 units who apply chemotherapeutics intensively (exposed), and 54 nurses who are not exposed chemotherapeutic drugs were questioned about reproductive health outcomes (RHO) and chemotherapeutic drug hendling process. Individuals selected from the records of the Occupational Health and Safety Unit by simple random sample method, and data collected via face-to-face interview technique using a questionnaire prepared by the researcher. In the analysis study group were examined for RHO, sociodemographic and work life characteristics, information on chemotherapeutic drug handling process exposure.
RESULTS: Both groups were similar in terms of the frequency of stillbirths. However, congenital malformation was not seen in the non-exposed group, while it was 4.7% among exposed group; preterm delivery and spontaneous abortion were more frequent in the non-exposed (n=4; 10.5%) than exposed. Although results were not statistically significant, frequencies of RHO among the non-exposed group were higher. In the exposed group number of patients and chemotherapeutics handling were higher than regulated limits.
DISCUSSION AND CONCLUSION: No differences of RHO problems observed among chemotherapeutic exposed and non-exposed nurses. In order to assess the relationship between RHO and chemotherapeutic exposure larger cohorts of healthcare workers should followed including data for handling process along with genotoxic, biological indicators
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | February 6, 2020 |
Submission Date | April 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 33 Issue: 3 |