Kaza ve kader meselesi, İslam inancında önemli bir yere sahiptir. İslam’ın bidayetinden itibaren bu mesele etrafında çeşitli fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu fikirlerden bir kısmı insanı yüceltirken, bir kısmı da insanı tamamıyla işlevsiz kılmıştır. Tez ve antitez arasında sentez oluşturmaya çalışan bazı düşünürler ise, insanı sorumlulukları bağlamında özgür, Allah’ın kudreti ve ilmi karşısında ise aciz olarak değerlendirmek suretiyle orta yolu bulmaya gayret etmişlerdir.
Sentezci yaklaşımın kelam ilmindeki temsilcilerinin Ehl-i sünnet kelamcıları olduğu söylenebilir. Ehl-i sünnet ekolünün yetiştirdiği en önemli simalardan biri olan Fahreddîn er-Râzî, kaza ve kader meselesine bu perspektiften yaklaşmaya çalışmıştır. Felsefî-kelam (memzûc) döneminin en önemli temsilcilerinden biri olarak o, kaza ve kader konusunu aklî ve naklî delillerle izah etmeye çalışmıştır. Râzî, mensubu olduğu Eş‘arîyye’nin kaza ve kader anlayışını eserlerine yansıtmıştır. Ne var ki o, Eş‘arî geleneğinde ön plana çıkarılan “kesb” kavramı yerine, “cebr” lafzını kullanmayı tercih etmiştir.
Kaza ve kaderi iman esaslarından biri olarak kabul eden Râzî, bu hususun ezeli planda kesin bir hüvviyete kavuştuğunu ısrarla dile getirmektedir. Bu düşünceye bağlı olarak onun kelamî sisteminde insan, “özgür görünümlü mücber varlık” şeklinde tanımlanmaktadır. Yani insan, fiilin varlık sahasına çıkarılması bakımından muztar, fiilin seçimi ve sorumluluğu bakımından ise faal ve etkindir. Ancak eserlerinde Allah’ın ezeli takdiri, sonsuz ilmi ve kudreti ile ilgili hususlar güçlü bir şekilde dile getirilirken, sorumluluk hususundaki ifadelerinin nispeten zayıf kaldığı gözlemlenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 26 Sayı: 2 |
Bu dergide yayınlanan tüm çalışmalar, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License kapsamında lisanslanmıştır.