İslamcılık, Osmanlı modernleşmesiyle birlikte gündeme gelen bir kurtuluş, ihya ve inşa projesi olarak düşünülebilir. Asırlarca üstünlüğünü kabul ettirip hükmettiği bir coğrafyanın karşısında “geri kalma” hissiyatı, Müslüman aydın ve düşünürlerini savunmacı bir hissiyata sevk etmiştir. Bu hissiyat dinin altyapısal bir unsur olarak var olduğu bir toplumda kurtuluşun reçetesinin de dinin içinde aranması gerektiği düşüncesini pekiştirmiştir. Batı karşısında yenilgiyi ve “geri kalmış” olmayı kabullenmeyen aydın ve düşünürlerce dinin içinden bir cevap verme arayışı ortaya çıkmıştır. Modernleşme ile dinin birlikte yürümeye başladığı süreçte Meşrutiyet İslamcıları da savunmacı bir perspektifle coğrafyalarına ve tarihsel dinamiklerine Batılıların “gördüğü” şekilde bakmaya başlamışlardır. Böylece kendilerini inşa ettikleri söylem, Batı dünyasıyla karşıtlık üzerinden temellenmiştir. Batı, Meşrutiyet İslamcılığının “öteki”si olarak hayatlarına girmiştir. Ancak bahsi geçen kavrayış içerisinde “öteki” bir taraftan kavga edilmesi ve yok edilmesi gereken bir unsur olarak tebarüz ederken diğer taraftan onunla bir “aşk” ilişkisi içine girilmiştir. Hem “öteki”ne benzeme çabası, hem de “ötekileştirdiği” üzerinden kendisini keşfetme hali oryantalizmin temel çerçevesini yansıtmaktadır. Meşrutiyet İslamcıları kendilerini oryantalistlerin prizmasında yeniden keşfetmişlerdir. Batı’nın norm ve değerleriyle düşünüp “hakikat”ini onun ilke ve prensipleri üzerine tesis etmişlerdir. Bu bağlamda, taleplerini ve tezlerini de oryantalizmin gölgesi altında ifade etmişlerdir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 21, 2023 |
Publication Date | June 27, 2023 |
Submission Date | March 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)