Amaç: Çalışmamızda adölesan gebelerin maternal ve
fetal sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Bu çalışmada, Ocak 2017-Ocak 2018 tarihleri
arasında doğum yapmış, 15-19 yaş aralığında 68 adölesan gebe ve kontrol grubu
20-23 yaş aralığında 168 gebe retrospektif olarak değerlendirildi. Toplam 236
gebenin kayıtları incelendi. Mevcut kayıtlarda gebelerin demografik
özellikleri, doğum şekli ve fetal sonuçları rapor incelendi. Adölesan gebeler
ile kontrol grubu gebelerin maternal ve fetal sonuçları karşılaştırıldı.
Bulgular: Ocak 2017-Ocak 2018
tarihleri arasında toplam doğum sayısı 1601 olarak tespit edildi. Bunların
68’inin (%4,2) 15-19 yaş adölesan gebe grubunda iken, 168’i (%10,4) 20-23 yaş
adölesan olmayan gebe grubunda olduğu tespit edildi. Adölesan gebelerin
16’sının (%23,5) kan transfüzyonu yapılırken, kontrol grubundakilerin 4’üne
(%2,4) kan transfüzyonu yapıldığı saptandı ve iki grup arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark bulundu (P=0.00). Çalışma grubunda 9 hasta (%13,2) yoğun
bakıma alınırken, kontrol grubunda ise 2 hasta (%1,2) yoğun bakıma alındığı ve
iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (P=0.00). İki grup
sezaryene endikasyonları açısından karşılaştırıldığında; adölesan gebelerin
%10,3’ünün plasenta previa, %8,8’inde mükerrer sezaryen saptanırken, adölesan
olmayan grupta %3’ünün plasenta previa, %31,5’inde mükerrer sezaryen bulundu (P
değerleri sırasıyla; P=0.020, P=0.000). Çalışma grubunda 26 (%38,2) preterm
doğum eylemi tespit edilirken kontrol grubunda ise 15 (%8,9) hastada preterm
doğum eylemi tespit edildi (P=0.00).
Sonuç: Adölesan gebelerde maternal kan transfüzyonu,
yoğun bakım ihtiyacı ve preterm eylem sıklığı daha yüksek bulunduğundan,
adölesan gebelerin yüksek riskli gebelikler olarak değerlendirilmelidir.
Dolayısıyla adölesan gebeliklerin antenatal ve peripartum takipleri yüksek
riskli gebelikler kategorisinde olması, istenmeyen sonuçlarını azaltabilir .
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 5, 2018 |
Submission Date | September 4, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |