Objectives: We aimed to analyze the preanalytical errors and the role of training in the prevention of error in samples sent to the biochemistry and microbiology laboratories. Materials and methods: All samples accepted in the central laboratory during eight-month period were evaluated retrospectively. Distribution of rejected samples were classified according to preanalytical error categories (wrong sample, improper sample, incorrect barcode, insufficient volume, exceeded volume, clotted sample, hemolyzed/lipemic samples, contamination and other reasons) and study groups. The type and the frequency of errors in the laboratory study groups were shown as a percentage of total errors and the total number of samples. Contamination rates in blood and urine cultures and distribution of contamination rates in urine cultures according to gender and age were investigated. In addition, error rates before and after routine training about preanalytical processes were compared. Results: The frequency of preanalytical error was 0.77 %. The first three most common errors were; contamination (30.4 %), clotted sample (19.4 %) and insufficient volume (15.6 %). Contamination rates were higher in urine cultures (88.2 %) than those in blood cultures (11.2 %) and the most frequent error in urine cultures was observed in women and the patients under the age of 18. In addition, it was determined that the error rates significantly decreased after the training (p
Amaç: Bu çalışmada, biyokimya ve mikrobiyoloji laboratuarlarına gönderilen örneklerde preanalitik hataların analizi ve eğitimin hata önlemedeki rolü incelenmiştir. Gereç ve yöntem: Sekiz aylık dönem boyunca merkez laboratuarına kabul edilen tüm örnekler retrospektif olarak incelendi. Reddedilen örneklerin dağılımı, preanalitik hata kategorileri (yanlış örnek, uygunsuz tüp, hatalı barkod, fazla örnek, eksik örnek, pıhtılı örnek, hemolizli/lipemik örnek, kontaminasyon ve diğer sebepler) ve çalışma gruplarına göre sınıflandırıldı. Laboratuar çalışma gruplarındaki hata tipi ve sıklığı örnek sayısına ve total hataya oranlanarak yüzde olarak gösterildi. Ayrıca kan ve idrar kültür örneklerindeki kontaminasyon sıklığı ve kontaminasyonun idrar kültürlerinde yaş ve cinsiyete göre dağılımı incelendi. Ayrıca, preanalitik süreçler hakkında verilen her eğitim öncesi ve eğitim sonrası dönemdeki hata oranları karşılaştırıldı. Bulgular: Preanalitik hata sıklığı % 0.77 olarak bulundu. En sık ilk üç hata nedeni sırasıyla, kontaminasyon (%30.4), pıhtılı örnek (%19.4) ve eksik örnek alımı (%15.6) olarak gözlendi. İdrar kültürlerindeki kontaminasyon yüzdesi (% 88.2) kan kültürlerinde gözlenenden (% 11.2) yüksekti. İdrar kültürlerinde en sık hata ise, kadın ve 18 yaş altı hastalarda gözlendi (sırasıyla %59 ve %88.6). Eğitimden sonraki aylarda hata oranları düşük olarak bulundu. Bu düşüş istatistiksel olarak anlamlı idi (p< 0.05). Sonuç: Laboratuar iş akışı içerisinde preanalitik hataların azaltılabilmesi için laboratuar ve kan alma personelinin sürekli eğitimi sağlanmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Submission Date | March 2, 2015 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 39 Issue: 4 |