After the conquest of Istanbul,
the Ottoman society
was formed on the basis
of the “Millet System”, in
which freedom of faith and
thought was granted for the
members of the communities
which included various
religions and parties of
the society. In addition, in
the line of given autonomy
with regard to certain rights,
judicial acts and cases that
concerned private law were
resolved according to the
laws and customs of each
community. Along with the
Rūms and Armenians, Jews
constituted an important
branch of the Ottoman Mil- let System. Due to its multi- national and multi-religious
social structure, the Otto- man Empire respected the
religions and cultures of in- dividuals in the sphere of
private law. This can be seen
clearly in the field of fami- ly law. The Qāḍīs, in the cas- es before them, took the re- ligious identity of the par- ties into consideration and
made their decisions in ac- cordance with these provi- sions thereof. This sensitivi- ty was exhibited in the prep- aration of the last example
of Ottoman legislation, the
Ḥuqūqi ʿĀʾila Qarār-nāmasi
(Hukûk-ı Âile Kararnâme- si [The Decree of the Fam- ily Law]), and “the provi- sions regarding Jews and
Christians” were established
separately. This study will
examine the place of Jews
in the Ottoman social order
and their judicial status. The
study will be concluded with
some evaluations compar- ing Jewish customs and the
rules of family law that were
applied to the Ottoman Jews
within the framework of
Ḥuqūqi ʿĀʾila Qarār-nāmasi,
dated 1917.
İstanbul’un fethi ile birlikte “Millet Sistemi” esasına göre
şekillenen Osmanlı toplumunda, bu toplumu oluşturan
milletlerin, yani farklı din mensupları ve zümrelerinin din
ve düşünce hürriyetleri garanti altına alınmış; buna ilaveten
verilen kimi özerklikler doğrultusunda, özel hukuk alanına
giren hukûkî işlemler ya da olaylar her milletin kendi
hukukuna ve örfüne göre çözümlenmiştir.
Rum ve Ermenilerin yanında Yahudiler de Osmanlı millet
sistemi içinde önemli bir zümreyi teşkil etmekteydiler. İşte
böyle çok milletli ve çok dinli bir toplumsal yapıya sahip
olan Osmanlı Devleti, özel hukuk ilişkilerinde bireylerin
din ve kültürlerine saygı göstermiştir. Bu saygının en
açık görüldüğü alanlardan birisi de aile hukukudur.
Kâdılar önlerine gelen davalarda tarafların telakkilerine
değer vermişler ve bunlara göre hüküm tesis etmişlerdir.
Osmanlı hukuk mevzuatının son örneği olan Hukuk-ı
Aile Kararnamesi hazırlanırken de bu duyarlılık aynen
sergilenmiş ve “Mûsevîlere-Îsevîlere müteallık” hükümler
ayrıca dermeyân edilmiştir.
Bu tebliğde, önce Yahudilerin Osmanlı toplum düzenindeki
yerlerine ve hukukî durumlarına değinilecek; ardından
1917 tarihli Hukuk-ı Aile Kararnamesi özelinde Osmanlı
Yahudilerine uygulanan aile hukuku kuralları, Yahudi
geleneği ile mukayese edilerek bazı değerlendirmeler
yapılacaktır
Other ID | JA55UP34TF |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2015 |
Submission Date | June 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 51 Issue: 2 |
Diyanet İlmi Dergi is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).