Yabancılaşma, felsefi kökene sahip sosyolojik bir kavramdır. Kavramı sosyoloji yazınına kazandıran Karl Marx’tır. Marx, Hegel’den almış olduğu bu kavramının çerçevesini sosyal alanla sınırlayıp kavramı sanayi devrimi sonrasındaki süreçte fabrikalarda çalışan işçinin durumunu belirtmek için kullanmıştır. Buna göre kapitalist sistemin bir çarkı olan fabrikalarda çalışan işçiler kendileri başta olmak üzere doğaya, emeklerine ve çevrelerine yabancılaşmaktaydılar. Bu noktada Marx, yabancılaşmayı işçilerin doğalarına uzaklaşmaları bağlamında kullanmıştır. Toplumsal yabancılaşma ise bir toplumun kendi değerlerinden, kendisini var eden temel dinamiklerden uzaklaşmasını ifade eder. Mezkûr kavram Türkiye’de Batılılaşma politikalarının toplum üzerindeki yıkıcı etkisi çerçevesinde kullanılmıştır. Buna göre Osmanlı’nın son dönemleriyle başlayan, Cumhuriyet döneminde radikal bir veçhe kazanan Batılılaşma hareketi, toplumu kendi değerlerinden soyutlayıp kendisine yabancılaşma sürecini başlatmıştır. Batılılaşma hareketini reddeden bir gelenekten gelen Nuri Pak-dil, söylem ve eylemlerinde bu karşıtlığı deklare etmiş ve ‘‘yerli düşünce’’ teklifi üzerinden öze dönüş imkânını ortaya koymuştur. Söz konusu çalışma, eserleri çerçevesinde Nuri Pakdil’in Batılılaşma ve yabancılaşma karşıtlığını yerli düşünce teklifi üzerinden ortaya koyma gayretidir. Bu gayrete bağlı olarak Pakdil’in eserleri Batılılaşma ve yabancılaşma kavramları merkezli olarak incelenmiştir. Bu çalışmayı, kendi geleneğinden hızlıca uzaklaşan toplumumuza ‘‘yerli düşünce’’ teklifinin sunulması noktasında önemli bulmaktayız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |