Conference Paper
BibTex RIS Cite

Badiou’nun “Felsefe Kavgası”: Varlık-Olay-Özne-Hakikat

Year 2013, Issue: 35, 243 - 275, 01.12.2013

Abstract

Bu yazı çağdaş Fransız filozofu Alain Badiou üzerine odaklanmaktadır. Temel eserlerini 1980 sonrasında vermiş olan Badiou’nun düşüncesi, gerek dünyada yaşanan yeni toplumsal, siyasal gelişmelerle gerekse 1990‘lı yılların postmodern gündeminin geri çekilişiyle birlikte entelektüel alanda popülerlik kazandı. Üst-anlatıların bittiği, felsefenin söyleme indirgendiği ve hakikatin artık mümkün olmadığı iddialarının yaygınlık kazandığı bir atmosfer içinde Badiou, “hakikati” yeniden değerlendirmektedir. Bu temel hedef doğrultusunda; etik-politik düzlemde çok-kültürcü eğilimlere ve kimlik siyasetine, sosyal araştırmalar düzleminde kültürel çalışmalara ve felsefi düzlemde rölativist yaklaşımlara karşı çıkmaktadır. Felsefenin sonunu ilan eden yorumbilimsel, analitik ve postmodern eğilimleri eleştirerek felsefe için yeniden bir varlık çağrısında bulunmaktadır. Ona göre felsefe ölmemiştir. Felsefe kendi hakikat koşullarına bağlı olarak işleyen ayrı bir düzlemdir. Badiou insanın dört hakikat kapasitesine sahip olduğunu düşünür; politika, bilim, sanat ve aşk. Felsefe bu hakikatleri birarada düşünme pratiğidir. “Dil”i model alarak hakikatin sonunu ilan eden yaklaşımları eleştiren Badiou, matematik üzerinden hakikati temellendirmeye girişir. Varlık ve Olay isimli temel eserinde ontolojik bir tartışma açmaktadır. Badiou düşüncesinde matematik ontolojidir, felsefe ise meta-ontolojidir. Varlığı varlık olarak düşünmenin adı matematiktir ve özel olarak da “küme teorisi”dir. Ontoloji projesinde Badiou, klasik metafizik bir probleme çözüm aramaktadır: Varlık esas olarak “çok” mudur yoksa “bir” midir? Badiou klasik metafizik problemi tutarsız çokluk, tutarlı çokluk kavramsallaştırmaları üzerinden çözmeye çalışır. Onun ontoloji projesinin temel amacı varlık olarak varlığı “boşluk” üzerinden düşünmektir ve hedef, varlığın açıklığını (oluş) temellendiren bir ontolojik modeldir. Boşluğa küme teorisinde “boş küme” olarak işaret edilir. Bir olarak sayma (count as one) işleminden oluşan tutarlı çokluklar (“birlik”) sürekli olarak içinde boş kümeyi barındırdığı için varlık sonsuz açıklıktır. Boş kümeyle işaret edilen boşluk, ontolojinin sınırıdır ve onu “olay analizi” izler. Verili durumdan kopuşu ifade eden olay, hakikat sürecinin başlangıcıdır. Buna göre hakikat, olay sonrasında açığa çıkan bir üretim sürecidir. Hakikat sürecini Badiou karar verilemezlik, ayırt-edilemezlik, sadakat, özne kavramları üzerinden analiz etmektedir. Yazının temel eksenleri buradan açığa çıkmaktadır; varlık, olay, özne ve hakikat süreçleri. Bu temel eksenler çerçevesinde bu makalede, Badiou tarafından geliştirilen düşüncelerin sistematik bir sunumu gerçekleştirilecektir. Ardından onun düşüncesinin politik sonuçlarına değinilecek ve klasik Marksist çerçeveden hangi noktalarda ayrıştığına işaret edilecektir. Sonuç kısmında ise Gezi sonrasında açığa çıkan tartışmalar gözönüne alınarak Badiou’nun Türkiye’de alımlanmasına dair bir değerlendirmede bulunulacak ve bu doğrultuda Gezi’nin Badioucu anlamda bir “olay” olup olmadığı sorunsallaştırılacaktır.

Badiou’s “Fight for Philosophy”: Being, Event, Subject, Truth

Year 2013, Issue: 35, 243 - 275, 01.12.2013

Abstract

This article focuses on the contemporary French philosopher
Alain Badiou. Writing his primary works after 1980, his
views have become popular in virtue of both the emerging
social and political developments, and the retrenchment of
the postmodern agenda of the 1990s. Badiou reappraises
the truth in an atmosphere in which such concepts as metanarratives
come to an end, and philosophy is reduced to discourse
and truth is claimed to be no longer possible. For this
main target, he challenges multi-culturalist positions and
identity politics at the ethical-political level, as well as cultural
studies and relativistic approaches at social-scientific
and philosophical levels. He thus re-invokes philosophy to
come into existence by criticizing those approaches that
declare the end of philosophy, such as hermeneutics, and
analytical and postmodern philosophies. For him, philosophy
has not died. Philosophy is a distinct realm that operates
based on its own conditions of truth. Badiou envisions
four capacities of truth for human beings: politics, science,
art and love. Philosophy is nothing but thinking these four
truths together. Criticizing those approaches declaring the
end of truth by taking “language” as a model, Badiou embarks
on grounding the truth on mathematics. Starting an
ontological debate in his principal book, Being and Event, he
takes mathematics as ontology, ad philosophy as meta-ontology:
Thinking being qua being is mathematics, and “set
theory” in particular. In his ontological project Badiou seeks
a solution to a classical metaphysical problem, i.e., is Being,
in essence, “multiple” or “one”? He tries to solve this metaphysical
problem by means of his conceptions of “consistent
multiplicity” and “inconsistent multiplicity”. The main
thrust of his ontological project is to think Being through a
“void” with an aim to develop an ontological model justifying
the openness (genesis) of Being. In set theory the void
is referred to as an empty set. Since consistent multiples always
contain the empty set in them after the operation of
counting as one, Being should be seen as eternally open. The
void, signified by empty set, is the limit of ontology and what
follows it is “the analysis of the event”. The event, which
means a rupture from given conditions, is the beginning of
the truth process, that is, the truth is a process of production
emerging after the event. Badiou examines the truth process trough such notions as “undecidability,” “indistinguishability,”
“fidelity” and “subject.” These also constitute the
essential axis of this article: being, event, subject, truth and
the truth processes. It systematically presents the thoughts
developed by Badiou, within the framework of this axis. It
also discusses the political ramifications of his thought and
the aspects that differentiate him from the classical Marxist
framework. In the concluding section, the reception of
Badiou’s thought in Turkey will be discussed in light of the
debates following the Gezi protests, considering the question
of whether the Gezi protests were an “event” in Badiouian
terms.

There are 0 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Other ID JA35VT77TG
Journal Section Article
Authors

Hüseyin Etil This is me

Publication Date December 1, 2013
Published in Issue Year 2013 Issue: 35

Cite

Chicago Etil, Hüseyin. “Badiou’nun ‘Felsefe Kavgası’: Varlık-Olay-Özne-Hakikat”. Divan: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, no. 35 (December 2013): 243-75.