Büyükşehirlerin
yönetilmesi geçmişten günümüze üzerinde tartışılan sorunlardan biridir. Bu
tartışmalar daha çok ölçek sorunları, yerel hizmetlerin daha etkin, verimli ve
ekonomik gerçekleştirilmesi, yerel katılımın sağlanması ve demokrasinin daha
iyi işletilmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Türkiye’de
1984 yılından itibaren uygulanmaya başlayan büyükşehir belediye sistemi, takip
eden dönemlerde yeni büyükşehirlerin ilave edilmesi yanında yarıçapa dayalı
genişletme ve bütünleştirme gibi yeni modellerden faydalanarak gelişme
göstermiştir. Son olarak 2012 yılı Aralık ayında çıkarılan ve yerel yönetim
mevzuatında önemli değişiklikler yapan 6360 sayılı Kanun, ölçek sorunu başta
olmak üzere diğer bütün sorunlar üzerindeki tartışmaları yeniden ve daha güçlü
bir şekilde gündeme getirmiştir. Bu Kanunun getirdiği yeniliklerden biri de
belediye mücavir alanını il sınırına eşitlemesidir. Ayrıca ikili bir yapı
oluşturacak şekilde, sadece büyükşehirlerde il özel idarelerinin, belde
belediyelerinin ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılmış, köyler mahalleye
dönüştürülmüştür. Bu durum, coğrafî sınırları çok geniş olan illerde yerel
hizmetlerin etkin, verimli ve ekonomik olarak yerine getirilmesi, siyasal
katılımın sağlanması ve demokrasinin işlemesi ile ilgili tereddütler doğurmuştur.
The administration
of metropolitan cities is one of the problems discussed since the past until
today. These debates focus rather on the issues of scale, realization of more
effective, efficient and economic local services, ensuring local participation
and strengthening democracy.
The metropolitan
municipal system, which has been implemented in Turkey since 1984, has been
improved by adding new metropolitan cities in the following periods and
benefiting from new models such as radius-based expansion and integration.
Recently, Law No. 6360 issued in December 2012 made important changes in local
government legislation. The discussions on all the other problems, especially
the scale problem, have come to the agenda again and more strongly. One of the
innovations brought by this law is the equalization of municipalities’
contiguous area to the borders of the province. In addition, the law creates a
dual structure: the legal entities of provincial special administrations, town
municipalities and villages have been abolished only in the municipal cities.
The villages have been transformed into the neighborhoods. This has created
doubts about the effective, efficient and economic fulfillment of local
services, the provision of political participation and the implementation of
democracy in the provinces having very wide geographical boundaries.
Administrative,
political, social and urban influences of the new metropolitan model, which has
started to be implemented after the local elections in 2014, have begun to be
seen in practice. In this study, primarily the historical development of the
metropolitan administration system within the Turkish local government system
will be outlined. Critics and evaluations on the Law No. 6360 will be briefly
mentioned. Finally, the effects of the new metropolitan system will be
evaluated on the case of Konya province with the widest geographical
boundaries. The issue of how and in which dimensions the new model impacted
Konya will be examined by tabulating the data on Konya.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 23, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 55 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.