XX. Yüzyılın başında Osmanlı hakimiyetinde Bereketli Hilal bölgesi önemli bir zenginlik aynı zamanda Arap milliyetçiliğinin merkezi olması açısından merkezi otoritenin şüpheyle yaklaştığı bir bölgeydi. I. Dünya Savaşı ile bölgenin hakimiyeti önemli ölçüde kaybedilirken Osmanlı/Türk ve Arap sınırını belirleyen unsurların mobilizasyonu bölgeden olmayan İngiltere ve Fransa gibi güçlerin başa çıkmak zorunda olduğu meselelerden birisiydi. 1919 Aralığında başlayıp 1920 ortalarına kadar aktif biçimde süren Deyrizor harekatı bu sınır geçişkenliğinin en dikkat çekici örneklerindendi. Bu harekatı gerçekleştiren Ramazan Salaş ve beraberindeki isimlerin ve kabilelerin Osmanlı/Türk otoriteleriyle iletişimi olmakla birlikte savaş sonrası muğlak sınırlar tüm planları şartlara göre değiştirmeyi gerektirmekteydi. Yine de savaşın sonunda bölgeden olmayan İngiltere ve Fransa için Ramazan Salaş gibi Osmanlı geçmişi, imparatorluk aşiret mekteplerinde eğitimi olan ve son dönem Osmanlı harplerinde gayrinizami garp tecrübesi olan isimler, tanımlanması zor bir o kadar da bölgedeki İngiliz-Fransız yönetici ve askerler için sorun yaratan aktörlerdi. Deyrizor’un İngilizlerden alınarak yağmalanması ve buranın Arap Hükümeti’ne bağlanması olayı şimdiye kadarki literatürde ele alınanın aksine Arap milliyetçilerinin Türk sınırından önemli isimlerle iletişim halinde ve zaman zaman teşvikiyle gerçekleştirilmişti. Bu iletişim Mevlüd Muhlis’in Ramazan Salaş’ın yerine atanmasıyla da devam etti. İmparatorluk siyasi açıdan bitmişti ancak beşeri unsurlar yeni devlet yapılarına kolaylıkla adapte olamamakta, günün koşullarına uygun girişimlerde bulunurken savaş öncesi bağlantıları kullanmaktaydı.
At the beginning of XXth century, Fertile Crescent region under the dominance of Ottoman Empire was an important region. Deir ez-Zor operation which was started on December 1919 and lasted until the middle of 1920 was one of the most remarkable examples of this border transitivity. Although Ramadan al-Shalash and accompanying people and tribes who performed this operation were in communication with Ottoman/Turkish authorities, the ambiguous borders after the war required to change the plans accordingly. Nevertheless, people such as Ramadan al-Shalash who have experience in the Imperial Tribal Schools and have experience of irregular warfare in the final stage Ottoman wars were actors who cause problems for English-French rulers and soldiers who were not from the region. On the contrary to the literature, the pillaging of Deir ez-Zor and giving it to Arab State by taking away from the English was performed with the occasional incentive and in communication with the important people from Turkish border by Arab nationalists. This communication continued with the appointment of Mavlud Muhlis in place of Ramadan al-Shalash. The empire collapsed politically, however, people could not easily adapt to the new government structures and used the pre-war connections while performing enterprises of that period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 22, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 64 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.