Edebiyat tarihimizin unutulmuş/unutturulmuş kadınlarının sayısı bir hayli kabarıktır. Bu isimlerden biri de 1903-1972 yılları arasında yaşamış, çeşitli gazete ve dergilerde tefrika edildiği tespit edilen otuzdan fazla roman yazmış Suat Derviş'tir. 1990'lı yıllara kadar çoğu okuyucunun ismini dahi duymadığı Derviş, Oğlak ve İthaki Yayınları'nın yazarın eserlerini yeniden basmasıyla birlikte gündeme gelir. Suat Derviş ismine aşina okuyucular ise onu ya Fosforlu Cevriye'nin Cevriye'si ya da Ankara Mahpusu'nun Zeynep'i üzerinden tanırlar. Oysaki Suat Derviş, 1920'li yıllardan beri basın-yayın dünyasının içinde yer almış, birbirinden değerli eserlere imzasını atmış bir kadındır. Üstelik Derviş, sadece siyasî görüşlerini yansıtan eserler yazmamış, gotik öğelerle örülmüş olaylardan aşk acılarına kadar uzanan geniş temalar üzerinde durmuştur. Bu anlamda onun eserlerinde “fahişe”ler, “alt” sınıftan insanlar, aldatan kadınlar olduğu kadar “aile kızları”, “üst” sınıftan kişiler, aldatılan kadınlar da vardır. Yazarın eserlerinde öne çıkan bu kadınlar, onun ataerkil bir toplumda kadın olmanın ne demek olduğuna dair algısını ortaya koyarken bir yandan da toplumun ahlâk anlayışını sorguladığı bir malzemeye dönüşür. Ayrıca bu sorgulayış sadece kadınlar üzerinden de yürütülmez. Kadını ve erkeğiyle Derviş'in roman karakterleri, bir devrin ve toplumun içerisinde büyürler ve şekillenirler. Bu anlamda, Suat Derviş'in toplum ile münasebetini anlamak ve ortaya çıkan tablonun yazarın kişiliği, kadınlığı ve yazarlığı hakkında ne anlattığını görebilmek için konu hakkında tipik örnekler veren metinlerine odaklanmak gerekir.
There are quite a lot of forgotten women in the history of our literature. Suat Derviş, who lived between 1903-1972 and wrote more than thirty novels published serially in various newspapers and magazines, is one of those women. Derviş, whose name was not even known by most of the readers until the 1990s, came to the fore after Oglak and Ithaki Publishing House republished her books. For the readers who were familiar with her, Suat Derviş was famous for Cevriye of Fosforlu Cevriye or Zeynep of Ankara Mahpusu. In fact, Suat Derviş was a woman who took part in publishing business since the 1920's and produced very valuable works. Moreover, Derviş did not only write works reflecting her political views, but also focused on a wide variety of themes ranging from gothic storylines to heartaches. In this sense, there were decent girls, upper-class people and betrayed women, as well as the 'prostitutes', low-class people and betraying women in her books. Such prominent figures in the works of the author showed her opinion about what 'being a woman in a patriarchal society' meant and turned into a material questioning the sense of morality of the society. This questioning is not only made over women. Both male and female characters of Derviş's novels grow and shape in an era and society. In this sense, her texts giving typical examples about the topic should be focused in order to understand Derviş's relationship with the society and to see the general picture of the author's personality, femininity and authorship.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 60 Issue: 2 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.