Ankara’da orta sınıfa mensup olup mutfağı aktif olarak kullanan 23 kişi (21 kadın, 2 erkek) ile derinlemesine görüşmelere dayalı şekilde, 2019 yılında gerçekleştirilen bu araştırma, mekân olarak mutfağın sosyal kullanımına ve mutfakta gerçekleştirilen pratikleri anlamaya yöneliktir. Görüşmecilerin mutfağı kullanmalarına, deneyimlemelerine ve onu anlamlandırma biçimlerine göre üç kategori ortaya konulmuştur: Mutfağı olumlayanlar, mutfağı olumsuzlayanlar ve mutfağa göreli bakanlar. İlk kategoridekiler, mutfak işlerini sevmekte ve mutfakta huzur bulmaktadırlar. İkinci gruptakiler mutfak işlerini zorunluluktan yaptıklarını; üçüncü kategoridekiler ise göreli durumlarda mutfak işlerinden keyif aldıklarını ifade etmişlerdir. Kullanıcıların çoğunluğu için mutfak, birincil ihtiyaçların etrafında örülen sosyal ilişkilerin mekânına, başka bir ifadeyle yaşam ortamına dönüşmüştür. Kullanıcıların küçüklüklerinden itibaren öğrenip içselleştirdikleri davranış örüntüleri onların mutfak habitusunu oluşturmaktadır. Bu habituslar kullanıcıların hem kendi hem de başkalarının mutfaklarında sergiledikleri kalıp davranışlar ile mutfak düzenliliklerinden meydana gelmektedir. Düzenlilikler, kullanıcılar tarafından mutfakta içe dönük ve dışa dönük şekilde örgütlenmekte, kendine has ritimle tekrarlanmaktadır. Düzeniyle, kullanıcıların sergiledikleri pratiklerin doğrusal tekrarlarıyla her mutfağın bir gramerinin olduğu söylenebilir. Sosyal kullanımının artmasıyla birlikte mutfak, hem bellek mekânına hem de bireylerin kimlik performanslarını sergiledikleri tiyatro-mutfak statüsüne dönüşmektedir. Ayrıca araştırmada, mutfağın sosyal kullanımında önemli değişimlerin yaşandığı da keşfedilmiş; söz gelimi kadınla özdeşleştirilen mutfak imajının giderek parçalanmakta olduğu bulgusu bunlardan biri olmuştur.
This study is a field study based on in-depth interviews conducted in Ankara with 23 people (21 women, 2 men) who belong to the middle class and actively use the kitchen. The research conducted in 2019 focuses on the social use of the kitchen as a space and understanding the practices carried out in the kitchen. We divided kitchen users into three categories according to the way they use, experience and make sense of the kitchen: Those who approach kitchen positively, those who approach the kitchen negatively and those who approach it relatively. Those in the first category love kitchen work and restful in the kitchen. Those in the second category stated that they did kitchen work out of necessity, and those in the third category said that they enjoyed kitchen work in relative situations. For the majority of users, the kitchen has turned into a living environment or organization of social relations built around primary needs. Behaviour patterns that kitchen users learn and internalize from their childhood constitute their kitchen habitus. These habitus consist of some stereotypical behaviours and kitchen layout that the users exhibit both in their own kitchens and in the kitchens of others. The order of the kitchen is organized by the users in an introverted and extroverted way and repeated in its own rhythms. Every kitchen has a grammar formed by the regularity of the users and the linear repetition of their kitchen practices. The increased social use of the kitchen is transforming it into both a place of memory and a theatrical-kitchen status where individuals perform their identity performances. Significant changes have been discovered in the social use of the kitchen, and the fact that the image of the kitchen, which is identified with women, is being disintegrated has been one of these determinations.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2021 |
Submission Date | September 1, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 61 Issue: 2 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.