İstanbul sözleşmesi Avrupa Konseyi üye devletleri ve gözlemci statüsündeki devletlerce kabul edilen ve 12 ülkenin kabul edip ulusal meclislerinden geçirdikten sonra yürürlüğe giren kadına karşı şiddeti ve ev içi şiddeti önlemeyi, kadını korumayı ve kadına yönelik şiddetin uygulanması söz konusu olduğunda failini yargılamayı amaç edinen, uluslararası bir sözleşmedir. Kadının her türlü şiddete karşı korunması anlamında önemli uluslararası kazanımları içeren bir sözleşmedir. Ancak sözleşme metninin hazırlanışında kullanılan dil ve sözleşme metninin içine serpiştirilen ve farklı anlamları çağrıştıran kavramların kullanılması, büyük kazanımları içerisinde barındıran bir sözleşmeye olan güven ve inancın özellikle samimi dindarlar açısından, sarsılmasına neden olmuştur. Bu anlamda İstanbul sözleşmesi doktrinde eleştirilmektedir. Bu makalede de sözleşmenin hakkını teslim ederek, sözleşmeye yönelik eleştirileri ifade etmeye çalışacağım. Bununla birlikte, 20 Mart 2021’de 3718 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tam adı, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi feshedilmiş veya kimilerine göre sözleşmeden Türkiye çekilmiştir. Sözleşmenin feshini düzenleyen İstanbul Sözleşmesi'nin 80. maddesi uyarınca taraflardan herhangi biri bu sözleşmeyi feshedebilir. Bu hüküm gereği Türkiye, 1 Temmuz 2021 tarihinde sözleşmeden resmen çekilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 2 |