Abstract
Küresel iklim değişikliklerine yönelik artan kaygılar, ülkeleri, ulusal ve uluslararası düzeyde bazı tedbirler almaya zorlamaktadır. Sera etkisi yaratan gazların salınımını kontrol etmeyi hedefleyen Kyoto protokolü, uluslararası düzeyde yaptırımlarla ülke politikalarını yönlendirme yanında, özellikle sera gazı salınımına yol açan sektörlerde faaliyet gösteren şirket politikalarını da etkilemektedir.
Bu çalışmanın amacı, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede geliştirilen stratejiler sonucunda söz konusu olabilecek avantajlı ve dezavantajlı durumların, Kyoto Protokolü bağlamında Türkiye için bir değerlendirmesini yapmak ve küresel ısınmayı odağa alan şirketlerin rekabet avantajı sağlamada strateji geliştirirken neler yapabileceğini belirlemektir. Şimdiye kadar Türkiye’de küresel ısınmanın iklimsel etkileri üzerinde durulmakla birlikte, küresel ısınmaya karşı şirket politikaları geliştirilmesi konuları yeterince ele alınmamıştır. Türkiye Kyoto Protokolü’ne taraf olmadığı için, küresel ısınmaya karşı resmi stratejilerin geliştirilebilmesi için düzgün bir kurumsallaşmaya da gidilememiştir. Bu durumda cevap verilmesi gereken soru, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamama kararının Türk şirketlerinin rekabet gücünü olumsuz etkileyip etkilemeyeceğidir.
Bu çalışmada, küresel iklim değişikliği yönünden Türkiye’nin durumu, ve gelecekte rekabet avantajı kazanmak bağlamında şirketlerin bu konuda uygulayabileceği stratejiler tartışılmıştır.