Humans use several coping attitudes to decrease or completely eliminate the negative effects of stressful events orfactors. These attitudes help individuals to keep their adaptation during the stressful period. This descriptive study aimedto evaluate the coping attitudes among nursing students from a school of health. Data collection tools used in this studywere Personal Information Form and Coping Attitudes Scale (CAS). For the 346 students participating in the study, thehighest CAS score was obtained from the subscale of “Positive Reinterpretation and Development” in the emotionfocused category. There was a significant difference between males and females in all sub-categories of CAS. Femaleswere found to use all coping attitudes more than males. The difference was more pronounced in emotion-focusedcategory. Although there was no significant difference between the students with substance abuse (alcohol, drugs, etc.)and those without in terms of using non-functional coping attitudes, the median scores for problem- and emotion-focusedcoping attitudes were significantly higher in students without substance abuse compared to those with. Some professionsare more stressful than others. The nursing profession is also a stressful occupation in terms of working conditions andrequires using effective coping attitudes. As it was in the nurses, developing effective coping attitudes for stress innursing students will not only improve their mental and physical health and maintain their relationships with others butalso will directly affect the patients’ care they provide
Bireyler stres verici olaylar ya da etkenlerin olumsuz etkilerini azaltmak ya da tümüyle ortadan kaldırmak için bazı başa çıkma tutumlarını kullanırlar. Bu tutumlar stresli dönem boyunca bireylerin ruhsal uyumlarını sürdürmesine yardım eder. Bu çalışma bir sağlık yüksekokulunun hemşirelik bölümü öğrencilerinde başa çıkma tutumlarını incelemek amacıyla, tanımlayıcı olarak yapıldı. Veri toplama araçları olarak; kişisel bilgi formu ve Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği (BÇTDÖ) kullanıldı. Çalışmaya katılan 346 öğrencinin, BÇTDÖ en yüksek değeri duygu odaklı kategoride yer alan “Pozitif Yeniden Yorumlama ve Gelişme” alt skalasına ait olarak bulundu. Çalışmaya katılan öğrencilerden kadın ve erkek cinsiyet arasında BÇTDÖ üç alt kategorisinde de istatistiksel açıdan fark saptandı. Kadınların tüm başa çıkma tutumlarını erkeklere göre daha fazla kullandıkları tespit edildi. Özellikle duygu odaklı başa çıkma tutumlarında bu fark ileri düzeyde anlamlı idi. Çalışmamızda madde kullananlar (alkol, uyuşturucu, vb.) ve kullanmayanlar arasında işlevsel olmayan başa çıkma tutumları kullanımı yönünden anlamlı bir fark yok iken, problem odaklı ve duygu odaklı başa çıkma tutumlarının medyan değerlerinin madde kullanmayan grupta anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görüldü. Bazı meslekler diğerlerine oranla daha streslidir. Hemşirelik mesleği de çalışma koşulları yönünden bu stresli meslekler arasında yer alır ve etkin başa çıkma tutumlarına sahip olmayı gerektirir. Hemşireler gibi hemşirelik bölümü öğrencilerinde de stresle etkin şekilde başa çıkma becerileri geliştirmek, sadece kendi ruh ve beden sağlıklarını ve çevre ile ilişkilerini korumakla kalmayıp, aynı zamanda bakım verecekleri kişilerin hayatlarını da direk olarak etkileyecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 25, 2015 |
Submission Date | November 19, 2014 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 5 Issue: 3 |