Aşırı Sinema (Extreme Cinema), şiddetin, izleyicinin algı ve dayanıklılık sınırlarını zorlayacak şekilde aktarıldığı bir sinema anlayışıdır. Bu eğilim hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin uç noktalarda tasvir edilmesi, beden sınırlarının ihlal edilmesi ve rahatsız edici bir atmosfer yaratılmasıyla öne çıkmaktadır. Bu sinema anlayışı tarihsel süreç içerisinde farklı dönemlerde ve farklı coğrafyalarda çeşitli biçimlerde ortaya çıkmış olsa da özellikle 1990'ların sonlarından itibaren Fransa'da belirgin bir kimlik kazanmıştır. Dönemin Fransız sinemasında belirginleşen Yeni Aşırılık sineması (New Extremism) hiper-realist anlatı teknikleri, uzun plan sekanslar, yüksek şiddet gösterimi ve toplumsal eleştiriyi merkeze alan bir sinema eğilimi olarak şekillenmiştir. Yeni Aşırılık filmleri, genellikle karakterlerin bedensel ve psikolojik dayanıklılık sınırlarını aşan, rahatsız edici görsel tercihler ve şiddetin aşırı gerçekçi bir biçimde aktarılmasıyla öne çıkmaktadır.
Bu çalışma, Soner Caner’in yazıp yönettiği “Mukavemet” (2022) filmini Yeni Aşırılık sineması bağlamında incelemeyi amaçlamaktadır. Filmin seçilme sebebi, içerdiği anlatısal ve biçimsel unsurların Yeni Aşırılık kavramıyla güçlü biçimde örtüşmesi ve bu eğilimin Türk sinemasındaki örneklerinden biri olarak daha önce akademik açıdan ele alınmamış olmasıdır. Film, şiddet ve beden temsili, sinematografi kullanımı, karakter dönüşümü ve toplumsal eleştiri başlıkları altında analiz edilmiştir. Betimsel analiz yöntemiyle gerçekleştirilen çalışma sonucunda, Mukavemet (2022) filminin Yeni Aşırılık sinemasına özgü anlatı ve biçimsel unsurları taşıdığı tespit edilmiştir. Film, yalnızca bireysel bir şiddet anlatısı sunmakla kalmayıp, aynı zamanda şiddetin toplumsal arka planını da görünür kılmaktadır. Bu bağlamda çalışma, Türk sinemasında Yeni Aşırılık eksenindeki akademik araştırmalara katkı sağlamayı ve bu alandaki boşluğun doldurulmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Extreme Cinema is a cinematic approach in which violence is represented in ways that challenge the viewer’s perceptual and psychological endurance. This tendency is characterized by explicit depictions of both physical and psychological violence, transgressions of bodily boundaries, and the creation of a disturbing atmosphere. Although the concept has manifested in different forms across various regions and historical periods, it gained a distinctive identity in France in the late 1990s. The New Extremism in French cinema emerged as a stylistic movement defined by hyper-realist narrative techniques, long-take sequences, graphic violence, and an emphasis on social critique. Films within this framework often feature highly realistic portrayals of extreme bodily and psychological suffering, destabilizing both characters and viewers.
This study aims to analyze Mukavemet (2022), written and directed by Soner Caner, within the framework of New Extremism. The film was selected for its strong alignment with the aesthetic and narrative elements associated with this cinematic tendency, and because it has not been examined academically in this context. Using descriptive analysis, the film is explored under four main themes: representations of violence and the body, use of cinematography, character transformation, and social critique. The findings indicate that Mukavemet contains narrative and formal features characteristic of New Extremism. It does not merely present an individual account of violence but also reveals its broader social foundations. This study contributes to the academic discourse on New Extremism in Turkish cinema and aims to fill a gap in the literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies (Other) |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2025 |
Submission Date | April 21, 2025 |
Acceptance Date | August 25, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 13 Issue: 2 |