Küreselleşmeyle gelen yeni ekonomi kavramı, ülkelerin liberalizasyon, deregülasyon ve özelleştirme çalışmalarının hızlandırmasına yol açmıştır. Özelleştirme, piyasa aksaklıklarından ve yanlış yapılanmalardan doğan zararları ortadan kaldırırak, ülkelere sosyal refah artırıcı verimlilik kazançları getirir. Özelleştirmenin hangi koşullar altında yapılacağı da özelleştirmenin başarılı olabilmesi için çok önemlidir. Bu çalışmada makroekonomik istikrarın Türkiye’de devletin özelleştirme çabalarına etkileri araştırılmaktadır. İncelenecek olan hipotez; zaten makroekomik istikrarı yakalamakta ve sürdürmekte güçlük çeken Türkiye ekonomisi’nin, bu sebepten dolayı özelleştirmede de başarısız olduğudur. Bu hipotezi test etmek için, devletin elde ettiği özelleştirme gelirlerini reel büyüme, enflasyon, döviz kuru, işşizlik, bütçe açıkları, devletin borç stoğu, faiz oranları ve kamu ve özel sektör yatırımlarını içeren makroekonomik değişkenler üzerine tahmin eden bir model kullanılmıştır. Sonuçlar, tüm faktörler (temel makroekonomik, kamu sektörü ve finansal) birarada değerlendirildiğinde, kamu sektörü ve finansal değişkenlerin en önemlileri olduğu işaret etmektedir. Bütçe açıkları, özelleştirmeyi ters yönde etkilerken, borç stoğunu etkisi belirsizdir. Döviz kuru devalüasyonları ve özel sektör yatırımlarının ise, özelleştirme gelirlerine artırıcı etkileri olduğu bulunmuştur
The new economy developed by the current globalization in the world has led countries to increase their effort on liberalization, deregulation and privatization. Privatization yields efficiency gains, which increase the social welfare of countries by abolishing the losses resulting from market failure and incorrect structures. For privatization to be successful, the conditions under which privatization will take place is also very important. This study investigates the effects of macroeconomic stability on the privatization efforts of Turkish government. The hypothesis is as Turkish economy is having problems to attain and sustain macroeconomic stability, privatization efforts are also unsuccessful due to this reason. To test this hypothesis, we use a model that regresses privatization income to macroeconomic variables including real GNP growth, inflation, exchange rate, unemployment, budget deficit, debt stock, interest rates and public and private investment. The results indicate that when all factors (basic macroeconomic, public sector and financial) are considered together, public sector and financial variables stand out to be the most significant ones for privatization. While budget deficit is a definite adverse factor for privatization income, the effect of debt stock is ambiguous. Privatization income is also positively affected from exchange rate evaluations and increases in private investment
Other ID | JA56EK42CJ |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2002 |
Published in Issue | Year 2002 Volume: 2 Issue: 2 |