Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler (TMK. m. 669/f.1). Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir (TMK. m. 669/f.2). Buna göre, sağ kalan eşin denkleştirme 60 Seçimlik hakkın, denkleştirme yükümlüsü davalıya ait olduğuna ilişkin olarak, yükümlüsü olması, elde ettiği karşılıksız kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığının mirasbırakan tarafından beyan edilmiş olmasına bağlıdır. Zira sağ kalan eş için kanuni denkleştirme yükümlülüğü söz konusu olmayıp, onun açısından yalnızca iradi denkleştirme yükümlülüğü öngörülmüştür. Sağ kalan eşin, ikinci ya da üçüncü zümre mirasçıları ile birlikte mirasçı olması halinde, TMK. m. 669/f.1 hükmü kapsamında iradi denkleştirme alacaklısı olabileceği tereddütsüz kabul edilmektedir. Zira gerek sağ kalan eş, gerekse ikinci ve üçüncü zümre mirasçıları için kanuni bir denkleştirme yükümlülüğü öngörülmediğinden, tarafların denkleştirme yükümlülüğü karşılıklı olarak mirasbırakanın iradesine bağlanmıştır. Buna karşın mirasbırakanın altsoyu, TMK. m. 669/f.2 hükmünde anılan sağlararası karşılıksız kazandırmalar bakımından kanuni denkleştirme yükümlülüğü altındadır. Sağ kalan eşin ise, altsoya karşı böyle bir (kanuni) denkleştirme yükümlülüğü mevcut değildir. Savunduğumuz görüşe göre, sağ kalan eşe daha elverişli bir durum sağlamak isteyen kanun koyucunun, altsoyu kanuni denkleştirme yükümlüsü olarak öngörüp, sağ kalan eşi TMK. m. 669/f.2 hükmü kapsamında kanuni denkleştirmeyle yükümlü tutmaması bilinçli bir tercihin sonucudur. Dolayısıyla altsoyun sağ kalan eşe karşı denkleştirme alacaklısı olabilmesi için mirasbırakanın bu yönde bir irade beyanına ihtiyaç duyulmasına rağmen, sağ kalan eş, altsoya karşı TMK. m. 669/f.2 hükmünde anılan karşılıksız kazandırmalar bakımından kanuni denkleştirme alacaklısı olabilmelidir. Sağ kalan eşin, mirasbırakanın altsoyuna karşı kanuni denkleştirme talebinde bulunabilmesi, altsoy lehine karşılıksız kazandırmanın yapıldığı tarihte mirasbırakanla arasında evlilik birliğinin mevcut olması koşuluna bağlı değildir. Denkleştirme talebinde bulunabilmek için yasal mirasçı olmak gerektiğine göre, esas olan mirasbırakanın öldüğü tarihte eş ile mirasbırakan arasında bir evlilik ilişkisinin bulunup bulunmadığıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Submission Date | September 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: XX Issue: 3-4 |