İş sağlığı ve güvenliği konusunda politika, program ve yasal düzenleme
belirleme noktasında devletin rolünün en üst seviyede olduğu şüphesizdir.
Son dönemde kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş
sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşması süreci hız kazanmış, çalışma hayatı
bu mevzuat doğrultusunda üzerine düşeni yapma gayretine girmiştir. Devletin oluşturmuş olduğu bu politikaya yön veren en önemli güç olarak işveren tarafını görmekteyiz. Gerçekten de mevzuatın uygulanmasında
büyük çoğunlukla işveren tarafına getirilen yükümlülükler dikkati çekmektedir. Hatta 6331 sayılı Kanun’a getirilen en önemli eleştirilerden biri de bu
kanunda yer alan işveren yükümlülüklerinin işverenlere ekonomik açıdan
oldukça fazla yük yüklemiş olduğudur. Ancak işverenlerin istihdam etmenin
sorumluluğunu taşımak zorunda olmaları hukuk sisteminin vardığı kaçınılmaz sonuçlardan biridir. Bu aşamada işverenlerin yükünü hafifletmek için
ilk yapılacak şey bazı noktalarda devlet desteğinin işin içine girmesidir.
İkincisi ise, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği prosedürüne dahil edilerek
sahip oldukları haklar ve üstlenecekleri görevleri artırmak suretiyle sistemdeki rollerini daha aktif hale getirmektir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2013 |
Submission Date | December 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: XVII Issue: 3-4 |