Doris Lessing’in “On Dokuz Numaralı Oda” öyküsündeki ‘oda’ imgesinin, kadın ve yaratıcılık konularıyla birlikte ele alınıp incelendiği bu çalışmada, psikanalitik bir yaklaşım izlenmektedir. Lessing’in öyküsünün çıkış noktası olarak İngiliz feminist yazar Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda” eseri gösterilmiştir. Ayrıca yazar Nihan Kaya’nın eserlerinde işaret ettiği üzere, her durumun ve nesnenin yatay ve dikey boyutlara sahip olması, olayların görünen haliyle okunmasının, eksik okumalara götüreceği anlamına gelir. Bu kabulle, Lessing’in öyküsündeki ‘oda’ imgesinin, ana karakterler Susan ve Matthew açısından dikey ve yatay düzlemde algılanmasının getirdiği farklı sonuçlar değerlendirilmiştir. ‘Oda’ ihtiyacı içerisindeki Susan karakterinin, yaratıcılığını ortaya çıkarabileceği dikey boyutta bir sancı yaşadığı anlaşılırken; Matthew karakterinin ‘oda’ imgesine yüklediği yatay boyuttaki anlamların ise öyküyü açıklayamayacak bir düzeyde olduğu görülmektedir. Kadın ve yaratıcılık konularının, ‘oda’ imgesi etrafında bir araya getirildiği bu çalışmada amaç, imgelerin dikey ve yatay boyutları ile birlikte algılanmasıyla okuyucuya kazandıracağı daha zengin okumalardır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | March 23, 2020 |
Submission Date | February 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 1 |
Journal of Literary Criticism is a refereed journal published in the scope of literature.