George Lamming's In The Castle of My Skin offers a nuanced exploration of childhood in 1930s Barbados under colonial rule. The novel intricately navigates the theme of education as a double-edged sword. While it empowers G. with intellectual freedom and exposes him to a world beyond his village, it simultaneously unveils the stark inequalities and cultural clashes embedded within the colonial structure. This creates a sense of dissonance and isolation, positioning G. on the margins of both his traditional community and the dominant colonial elite. Furthermore, the ongoing emigration serves as a potent symbol of colonial dependence and cultural displacement. The protagonist witnesses fellow villagers departures. Each departure erodes the protagonist's sense of belonging, propelling him further into a liminal space between two worlds. Ultimately, G.'s alienation culminates in a profound internal exile, a state of psychological dislocation arising from his fractured identity. Building upon these insights, this paper delves into the protagonist's experience of alienation, arguing that it stems from societal forces like education, emigration, and exile. Through G.'s journey, Lamming portrays the struggles of a generation grappling with the legacies of colonialism, yearning for authentic belonging amidst the ruins of dispossession, and striving to redefine the notion of “home” within the constraints of their circumstances.
George Lamming'in In The Castle of My Skin adlı romanı, 1930'ların Barbados'unda sömürgecilik dönemindeki çocukluğa dair ayrıntılı bir değerlendirme sunuyor. İki ucu keskin bir kılıç olan eğitim teması, G.'ye entelektüel özgürlük sağlayıp onu köyünün ötesindeki hayata götürürken, bir yandan da sömürge yapısı içindeki belirgin eşitsizlikleri ve kültürel çatışmaları gözler önüne seriyor. Bu durum, G.'yi hem geleneksel toplumunun hem de baskın sömürge elitinin sınırlarına yerleştirerek bir uyumsuzluk ve izolasyon hissi yaratıyor. Dahası, sürmekte olan göç, sömürgeci bağımlılığın ve kültürel yerinden edilmenin güçlü bir sembolü olarak hizmet etmektedir. Roman kahramanı, köylülerin gidişlerine tanık olmaktadır. Her ayrılış, kahramanın aidiyet duygusunu daha da aşındırır ve onu iki dünya arasındaki liminal bir alana iter. Nihayetinde, G'nin yabancılaşması derin bir iç sürgünle, parçalanmış kimliğinden kaynaklanan psikolojik bir yerinden edilme durumuyla sonuçlanır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bu makale, kahramanın (G.) yabancılaşma deneyimini incelemekte ve bunun eğitim, göç ve sürgün gibi toplumsal güçlerden kaynaklandığını savunmaktadır. Bu deneyim yalnızca kişisel değildir, aynı zamanda daha geniş postkolonyal durumun bir temsili olarak da hizmet eder. Lamming, G.'nin yolculuğu üzerinden sömürgeciliğin miraslarıyla boğuşan, mülksüzleştirmenin yıkıntıları arasında otantik aidiyet özlemi çeken ve içinde bulundukları koşulların kısıtlamaları dahilinde ‘ev’ kavramını yeniden tanımlamaya çalışan bir neslin mücadelesini tasvir ediyor.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | October 22, 2024 |
Submission Date | May 27, 2024 |
Acceptance Date | September 7, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 2 |
Journal of Literary Criticism is a refereed journal published in the scope of literature.