Esophageal atresia is characterized by anatomicly absence of extending passage from pharynx to stomach as a congenital anomaly which threaten to the life. Have shown a genetic predisposition to familial property offers little together. It’s seen in an average every 3000- 4000 of live births. Reducing mortality and morbitity of esophageal atresia early diagnosis is important as surgical intervention technique and postoperative care. Cannot be swallowed salivary secretion is first symptom of disease that the foam in the form of the mouth and nose Observation in the postoperative period of infants with esophageal atresia has great significance about atelectasis, pneumonia, anastomotic leakage, development of fistula, reflux and complications such as anastomotic strictures. According to this information baby Y. who was born in University of Istanbul Medical Faculty on 30 gestational weeks of age, operated for esophageal atresia and taking care in neonatal intensive care unit NCIU was discussed for evaluation of postoperative nursing care and related results of initiatives. Consequently baby Y, who was treated and given nursing care at the third level neonatal intensive care unite at postoperative period, started respiration spontaneously. The relieving of pain was observed. The level of billirubin returned the normal level. The body temperature decreased from high temperature to normal body temperature. The increasing of body weight was mentioned. The turgor of skin improved. The colour of skin and mucosa returned pink and moist appearance. There wasn t any complication at the third level neonatal intensive care unit and baby Y was transferred to the second level neonatal intensive care unite by providing positive interaction between baby and mother
efagus atrezisi, farinksten mideye kadar uzanan pasajın anatomik olarak tam oluşmaması ile karakterize, hayatı tehdit eden konjenital bir anomalidir. Genetik bir özellik taşımamakla birlikte ailesel yatkınlık gösterdiği bildirilmektedir. Ortalama 3000-4000 canlı doğumda bir görülmektedir. Özefagus atrezisine bağlı mortalite ve morbititenin azaltılmasında erken tanı, cerrahi girişim tekniği ve postoperatif bakım kadar önem taşımaktadır. İlk belirti tükürük salgısının yutulamaması sonucu, ağızdan ve burundan köpük şeklinde gelmesidir. Özefagus atrezisi olan bebeklerin postoperatif dönemde atelektazi, pnömoni, anastamozda kaçak olması, fistül gelişimi, reflü ve anastomoz hattında darlık gibi komplikasyonlar açısından gözlenmesi gerekir. Bu bilgiler ışığında; İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ de İÜİTF 30. gestasyon haftasında doğan, özefagus atrezisi tanısıyla opere edilen bebek Y.’nin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde YYBÜ postoperatif dönemde verilen hemşirelik bakımı ile elde edilen sonuçlar olgu incelemesi olarak değerlendirildi. Sonuç olarak 3.düzey YYBÜ'nde postoperatif dönemde tedavi edilen ve hemşirelik bakımı verilen bebek Y.; spontan solunuma başladı, ağrısının azaldığı gözlendi, bilirubin düzeyi normale döndü, vücut sıcaklığı normal değerlere düştü, vücut tartısında artış belirlendi, deri turgoru düzeldi, cilt ve mukoza rengi pembe-nemli görünüm aldı. Bebek Y'de herhangi bir komplikasyon belirtisi görülmedi ve olumlu anne-bebek etkileşimi sağlanarak 2.düzey YYBÜ'ne tarnsfer edildi. Oral beslenmeye başladıktan sonra 2. düzey YYBÜ ’ne transfer edildi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 27 Issue: 3 |