Kardiyovasküler hastalığı olan kişilerde, her iki cinste de oldukça yüksek bir prevalansa sahip olan, cinsel disfonksiyon bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir. Geçirilen kalp hastalıkların ve tedavi amaçlı girişimlerden sonra hastaların büyük bir çoğunluğu uygun fiziksel durumlarına rağmen hastalık öncesi normal cinsel aktivitelerine geri dönememektedir. Cinsel disfonksiyon bu hasta grubunda daha çok psikolojik kaynaklıdır ve çoğunda cinsel ilişki sırasında yeniden kalp krizi geçirme korkusu vardır. Bu nedenle kardiyovasküler hastalığı olan bireylere bakım veren hemşirelerin hastaların cinsel fonksiyon durumlarını değerlendirmesi ve sorun varsa çözümü için uygun girişimlerde bulunması gereklidir. Hemşire, uygun iletişim tekniklerini kullanarak duyguları açığa çıkarma, kabul etme, değişikliğe uğramış cinsel yaşam ile ilgili problemleri tartışmaya izin verme, hastalık ve tedaviye bağlı olası cinsel sorunları tanılamaya yardımcı olma ve öneriler sunma aracılığı ile hastanın tedavi ve bakım planına uyumunu sağlar. Tedavi ve bakım planına uyum gösterilmesi cinsel sorunların erken dönemde belirlenmesinde, kontrol altına alınmasında, böylece hastaların yaşam kalitelerinin korunması ve sürdürülmesinde son derece önemlidir
Sexual dysfunction, which has a very high prevalence in patients with cardiovascular diseases of both sexes, significantly affects the quality of life. Most of the patients, following the cardiac disorders and related therapeutic interventions, are not able to return to their normal sexual activities – as it was before the illness- despite their suitable physical conditions. Sexual dysfunction in these patients is mostly of psychological nature and the majority of them bear the fear of having another heart attack during sexual intercourse. Therefore, nurses who look after patients with cardiovascular disorders are required to assess the sexual functionality of these patients and to initiate necessary interventions if a problem exists. Nurses ensure the adaptation of patients to the treatment and care plan by helping patients reveal their feelings using proper communication techniques, guiding them to accept their situations, allowing the discussion of the problems related to the altered sexual life, helping define the potential sexual problems related to the illness and its treatment, and by offering suggestions. Adapting to the treatment and care plan is vital in the early diagnosis of sexual problems, controlling them, and thus protecting and maintaining the quality of life of the patients
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2005 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 21 Issue: 2 |