Problemin Durumu: Üstün zekalıların toplumun ihtiyaçları doğrultusunda
yönlendirilmeye ve toplum ile ilişkilerinin deneyimlerle bütünleştirilmesi için
Moslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi gibi bir çerçeveye ihtiyaçları vardır.
Fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, sevgi ve aidiyet duygusu, saygı, kendini
gerçekleştirme ihtiyacı olmak üzere beş temel kategoride incelenmiş ve insanın
en alttaki ihtiyaçlarını karşılanmasının ardından bir üstteki ihtiyaçlar
kategorisine doğru yöneleceği belirtilmektedir. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde
en üst düzeyde yer alan kendini gerçekleştirme; sağlıklı insanın
davranışlarının temel yönetici gücü olarak sayılır. Kendini gerçekleştirme bir
gelişme çabası, insan davranışlarını yöneten bir güdü olduğu kadar erişilmeye
çalışılan bir gelişme düzeyi olarak da ifade edilmektedir. Özellikle üstün
yetenekli bireylerde erişilmeye çalışılan bu gelişme düzeyinin kendi
yaşıtlarındaki normal bireylerden daha fazla olması beklenmektedir.
Araştırmanın Amacı: Bu araştırma,
üstün ve üstün olmayan öğrencilerin kendini gerçekleştirme düzeylerine ilişkin
algılarının cinsiyet, okul öncesi eğitim, kardeş sayısı, anne baba tutumları,
anne ve babanın eğitimi, ortalama gelir ve BİLSEM öğrencisi olma durumları gibi
demografik özelliklerinin ölçeğin alt boyutlarına göre etkisinin belirlenmesi
amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın Yöntemi: Bu araştırma, üstün yetenekli ve üstün yetenekli
olmayan öğrencilerin kendilerini gerçekleştirme düzeylerine ilişkin algılarının
belirlenmesini ve karşılaştırılmasını amaçladığı için betimsel yöntemin
kullanıldığı nicel bir çalışma olup, tarama modeline uygun olarak
hazırlanmıştır. Araştırma evrenini, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, Sakarya
ili merkezinde yer alan BİLSEM ve ilçesindeki ortaokuldan 12-16 yaş aralığında
bulunan BİLSEM’de eğitim alan 107, BİLSEM’de eğitim almayan 137 öğrenciden
oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Battal ve Şan tarafından geliştirilen,
Likert tipi “Kendini Gerçekleştirme Ölçeği” kullanılmıştır. "Kendini
Gerçekleştirme Ölçeği"; duygu bütünlüğü, eleştireldüşünme, insan
ilişkileri ve yaratıcılık olmak üzere 4 alt boyuttan ve 30 maddeden
oluşmaktadır. Duygu Bütünlüğü (4,14,18,19,21,22,24,25,27,28,29), Eleştirel
Düşünme (9,13,17,20,23,26), İnsan İlişkileri (1,2,3,5,6,7,10), Yaratıcılık
(8,11,12,15,16,30) boyutlarının her biri değişik sayıda madde
içermektedir.Ölçek 4’lü Likert tipinde hazırlanmıştır. Ölçeği oluşturan
maddeler 1’den 4’ e “Her zaman" ,"Çoğu zaman", "Ara
sıra" ve "Hiçbir zaman" şeklinde derecelendirilmiştir. Ölçeğin
geçerlik güvenirlik çalışmasında Cronbach Alpha güvenirlik değeri 0,818 olarak
tespit edilirken, Boran ve Şan (2013), tarafından yapılan üstün yetenekli
öğrencilerin “Kendini gerçekleştirme düzeyleri” çalışmasındaCronbach Alpha
değeri 0,695 bulunmuş ve bu çalışma için ise ölçeğin Cronbach Alpha değeri
0.749 olarak hesaplanmıştır.
Çalışmada
ölçeğin yanı sıra oluşturulan kişisel bilgi formunda cinsiyet, ailenin gelir
durumu, aile tutumu ve ailenin eğitim durumu, okul öncesinde eğitim görüp
görmediği gibi demografik özelliklere de yer verilmiştir. Bu özellikler
açısından öğrencilerin kendini gerçekleştirme durumu incelenmiştir. Analiz
aşamasında, verilerin normal dağılmaması sebebiyle nan-parametrik testlerden
Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır.
Araştırmanın Bulguları: Araştırma bulguları, üstün yetenekli öğrencilerin,
üstün olmayan öğrencilere göre kendini gerçekleştirme düzeylerinin yüksek
olduğunu ve üstün yetenekli olarak tespit edilen öğrencilerin üstün olmayan
bireylere göre insan ilişkileri, yaratıcılık, eleştirel düşünme ve duygu
bütünlüğü konusunda algı düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ayrıca
bulgular, cinsiyet değişkenşne göre erkek öğrencilerin, kendini gerçekleştirme
düzeyi, yaratıcılık düzeyi ve eleştirel düşünme düzeyi algılarının kız öğrencilere
göre daha yüksek olduğunu ancak insan ilişkileri ve duygu bütünlüğü konusunda
cinsiyete göre anlamlı bir farklılık olmadığını ortaya koymuştur. Çalışmada ele
alınan okul öncesi eğitim alıp almama durumuna göre ise okul öncesi eğitimi
alan öğrencilerin insan ilişkileri, yaratıcılık ve duygu bütünlüğü düzeyleri
okul öncesi eğitim almayanlara göre daha yüksek bulunmuş ancak eleştirel
düşünme konusunda okul öncesi eğitim alıp almama durumuna göre anlamlı bir
farklılık bulunmamıştır. Çalışmada elde edilen bir diğer bulgu ise anne baba
tutumlarının kendini gerçekleştirme düzeyine etki etmemesidir. Çalışmaya
katılan öğrencilerin kendini gerçekleştirme algı düzeyleri ölçeğinden aldıkları
puanlar kardeş sayısına göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Tek çocuk
olduğunu ifade eden öğrencilerin kendini gerçekleştirme algı düzeyleri
ortalamasının kardeşi olan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bunun yanısıra, anne ve babasının üniversite mezunu olduğunu ifade eden
öğrencilerin kendini gerçekleştirme algı düzeyleri ortalamasının, eleştirel
düşünme ortalamasının, yaratıcılık ortalama puanının ve duygu bütünlüğü
ortalama puanının annesinin ilköğretim ve orta öğretim mezunun olduğunu ifade
eden öğrencilere göre daha yüksek olduğu elde edilmiştir. Ayrıca çalışmada
ortalama gelir düzeyini yüksek olarak ifade eden öğrencilerin kendini
gerçekleştirme algı düzeyleri ile insane ilişkileri ortalamasının diğerlerine
göre daha yüksek olduğu saptanmıştır.
Araştırmanın Sonuçları ve Öneriler: Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre
BİLSEM’ de eğitim alan öğrencilerin BİLSEM’de eğitim almayan öğrencilere göre
kendini gerçekleştirme, insan ilişkileri, eleştirel düşünme, yaratıcılık ve
duygu bütünlüğü algı düzeylerinin anlamlı olarak daha fazla olduğu
görülmektedir. Cinsiyete göre
öğrencilerin kendini gerçekleştirme düzeylerinde ve alt faktörleri olan
eleştirel düşünme ve yaratıcılık düzeylerinde erkeklerin daha çok öne çıktığı
görülmektedir. Okul öncesi eğitim alan, tek çocuk olan, anne ve babanın eğitim
durumu üniversite olan, ortalama gelir düzeyi yüksek olan öğrencilerin kendini
gerçekleştirme düzey algılarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak üstün yetenekli öğrencilerin, üstün
olmayan öğrencilere göre kendini gerçekleştirme, insan ilişkileri, yaratıcılık,
eleştirel düşünme ve duygu bütünlüğü konusunda algı düzeylerinin daha yüksek
olduğuna ilişkin elde edilen bulgu çerevesinde, özellikle BİLSEM’de eğitim -
öğretim düzenleyen öğretmenlerin bu konuda bilgilendirilmesi sağlanarak, eğitim
programları ile öğrencilerin yüksek olan algı düzeylerini eğitimin hedefleri
doğrultusunda yaratıcı ve üretken çalışmalara yönlendirilmesi sağlanabilir.
Ayrıca eğitimde fırsat eşitliğinin varlığını unutmadan BİLSEM’lere devam
edemeyen öğrencilerinde kendini gerçekleştirme ile ilgili algılarını yükseltici
çalışmalara
gerek eğitim
programları gerek örtük programlar yoluyla yer verilmelidir.
Its sample was chosen by purposeful sampling and was
composed of 253 students in total, 115 of which attended BİLSEM and 138 of
which didnot attend BİLSEM. In the scope of this study, the
‘’Self-Actualization Scale’’ developed by Battal and Şan (2010), was used. Findings: As a result of the study, the
perception levels of the gifted students are higher than non-gifted students in
terms of self-actualization, social relations, creativity, critical thinking,
and emotional integrity. In addition, it was also observed that the students
who attended pre-school have higher perceived levels of self-actualization. Implications for Research and Practice:
According to the results, without overlooking the equality of opportunities in
education, works that will increase the self-actualization perceptions of
students who cannot go to BİLSEM should be included by means of education
programs and concealed curricula. Future studies could investigate why
perceived levels of self-actualization of gifted students were higher than
those of non-gifted students.
Purpose: Self-actualization is understood as an effort to develop a level to which
one aspires. Gifted individuals are expected
especially to be more likely to reach this level than normal individuals of the
same age. The Purpose of this
study is to determine the self-actualization perception levels of students at
BİLSEM, which is within the Ministry of National Education, and those who did
not attend BİLSEM, Research Methods:
This study utilizes squantitative research methods in which descriptive methods
were used to determine and compare self-actualization perceptions of gifted and
non-gifted students.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 17 Issue: 68 |