Abstract
Problem Durumu: Son yıllarda yükseköğretimin piyasaya açılması ile üniversitelerde tüketici yönelimli öğrencilerden daha fazla söz edilmektedir. Piyasalaşan üniversitelerde öğrencilerin tüketici yönelimli öğrenci davranış ve tutumları üzerine araştırmaların artmasına rağmen, öğrencilerin kendini tüketici olarak görme düzeyi üzerine hala yeterli sayıda araştırma bulunmamaktadır. Dolayısıyla öğrencilerin tüketici yönelimi araştırma yapılması gereken bir konu olarak gündeme gelmiştir.
Yükseköğretimde piyasalaşmanın aynı zamanda öğrencilerin öğrenen kimliği üzerinde ve dolayısıyla öğrenci kavramı üzerinde farklılıklara yol açtığı düşünülmektedir. Dolayısıyla yapılan bu araştırma ile Türkiye’de piyasaya katılan vakıf üniversitesi öğrencilerinin öğrenen kimlik düzeylerinin ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Bu konuda farklı ülkelerde araştırmalar bulunmasına rağmen Türkiye’de alanyazında yeterince araştırma bulunmamaktadır. Aynı zamanda piyasalaşmanın akademik performans ile öğrencilerin tüketici yönelim ve öğrenen kimlik düzeyi ile ilişkisini incelemek yükseköğretimin kalitesini artırmak için önemli görülmektedir. Dolayısıyla hem alan yazındaki eksiklikleri tamamlamak hem de konuyu Türkiye bağlamında çalışmak için bu araştırmanın yapılması hedeflenmiştir.
Araştırmanın Amacı: Bu çalışma, farklı değişkenlere göre vakıf üniversitesi öğrencilerinin tüketici yönelim ve öğrenen kimlik düzeyini ve bunların akademik performans ile arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığını belirlemeyi amaçlamaktadır.
Araştırmanın Yöntemi: Çalışma nicel ilişkisel tarama modeline dayalı yürütülmüştür. Araştırmada incelenen değişkenler, vakıf üniversite öğrencilerinin tüketici yönelim ve öğrenen kimlik düzeyi ve akademik performanstır. Araştırmanın evrenini, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında İstanbul'daki iki vakıf üniversitesinde öğrenim gören 376 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrenciler basit seçkisiz örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Araştırmada veriler, Bunce, Baird ve Jones (2017) tarafından geliştirilen ve İşcan ve Balyer (2018) tarafından Türkçeye uyarlanan “Öğrenci Tüketici Yönelim ve Öğrenen Kimlik Düzeyini Belirleme Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Ölçek beşli likert tipi bir ölçektir. Veriler, SPSS 21 istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Araştırmanın Bulguları: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre katılımcıların tüketici yönelimi ‘katılmıyorum’ düzeyinde bulunmuştur (𝑥̅=2,25). Öğrencilerin tüketici yönelim düzeyini gösteren en yüksek madde (𝑥̅=2,51) ortalamayla “Mezun olduktan sonra iyi bir işe giremezsem, okul yapmış olduğum ödemelerin bir kısmını geri ödemelidir.” olarak bulunurken, en düşük madde ise (𝑥̅=1,86) ortalamayla “Hocalarımın işinin bir parçası da beni derslerimden geçirmektir.” olarak bulunmuştur. Yine diğer bir sonuca göre öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyi (𝑥̅=3,79), ‘katılıyorum’ düzeyindedir. Öğrenen kimlik düzeyine ait en yüksek madde (𝑥̅=4,49) ortalamayla “Üniversitede mümkün olduğu kadar çok şey öğrenmek isterim.” maddesi iken, en düşük madde, (𝑥̅=3,11) ortalamayla “Derslere hazırlık yaparım.” maddesidir. Kadınların tüketici yönelim düzeyi (𝑥̅=2,08), erkeklere göre (𝑥̅=2,51) daha düşük bulunmuştur. Öğrenen kimlik düzeyinin cinsiyete göre farklılığı istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Öğrencilerin tüketici yönelim ve öğrenen kimlik düzeyi yaşa göre istatistiksel anlamda bir farklılık göstermemiştir (p>0.05). Katılımcıların tüketici yönelim düzeyinin ve öğrenen kimlik düzeyinin sınıf düzeyine göre farklılığı istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Bursluluk durumu değerlendirildiğinde, %25 burslu (𝑥̅=2,31) ve 50% burslu (𝑥̅=2,24) olanların tüketici yönelim düzeyi, tam burslu olanların düzeyine (𝑥̅=1,78) göre daha yüksek bulunmuştur. Öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyinin bursluluk oranlarına göre farklılığı istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Katılımcıların tüketici yönelim düzeyinin bölümlerine göre farklılığı istatistiksel olarak anlamlı değildir (p > 0.05). STEM bölümündeki öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyi (𝑥̅=3,74), STEM bölümünde olmayan öğrencilere (𝑥̅=3,94) göre daha düşük bulunmuştur. Hedeflenen mezuniyet AGNO’su (-)-3,00 katılımcıların tüketici yönelim düzeyi (𝑥̅=2,60), hedeflenen mezuniyet AGNO’su 3,50-4,00 olanlara (𝑥̅=1,91) göre daha yüksek bulunmuştur. Hedeflenen mezuniyet AGNO’su (-)-3,00 (𝑥̅=3,55) olan katılımcıların öğrenen kimlik düzeyi, hedeflenen mezuniyet AGNO’su 3,00-3,50 (𝑥̅=3,78) ve 3,50-4,00 (𝑥̅=4,18) olanlara göre daha düşüktür. Akademik performans ile tüketici yönelim düzeyi arasında negatif yönde düşük kuvvetli bir ilişki bulunmuştur (r=-0,284 p=0.001, p=0,000). Akademik performans ile öğrenen kimlik düzeyi arasında pozitif yönde düşük kuvvetli bir ilişki tespit edilmiştir (r= 0,322 p=0.000, p=0,000).
Araştırma Sonuçları ve Öneriler: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin tüketici yönelimleri ‘katılmıyorum’; öğrenen kimlik düzeyi ise ‘katılıyorum’ düzeyindedir. Kadınların tüketici yönelim düzeyi, erkeklerin tüketici yönelim düzeyine göre daha düşük iken; öğrenen kimlik düzeyi cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Tüketici yönelim ve öğrenen kimlik düzeyi, yaşa göre anlamlı bir farklılık sergilememektedir. Tüketici yönelim düzeyi ve öğrenen kimlik düzeyi öğrencilerin bulunduğu sınıf düzeyine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. %25 ve 50% burslu olanların tüketici yönelim düzeyi, tam burslu olanların tüketici yönelim düzeyine göre daha yüksek iken; öğrenen kimlik düzeyi bursluluk oranına göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Tüketici yönelim düzeyi bölüme göre anlamlı farklılık göstermezken, STEM bölümündeki öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyi, STEM bölümünde olmayan öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyine göre daha düşüktür. Hedeflenen mezuniyet AGNO’su (-)-3,00 olan öğrencilerin tüketici yönelim düzeyi, hedeflenen mezuniyet AGNO’su 3,50-4,00 olan öğrencilerin tüketici yönelim düzeyine göre daha yüksektir. Hedeflenen mezuniyet AGNO’su (-)-3,00 olan öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyi, hedeflenen mezuniyet AGNO’su 3,00-3,50 ve 3,50-4,00 olan öğrencilerin öğrenen kimlik düzeyine göre daha düşüktür. Tüketici yönelim düzeyi ile akademik performans arasında negatif yönde düşük bir ilişki var iken, öğrenen kimlik düzeyi ile akademik performansı arasında pozitif yönde düşük bir ilişki vardır.
Yükseköğrenim alanında politika geliştirenler, vakıf üniversitelerinin tüketici yönelim düzeyi ile akademik performans arasındaki negatif ilişki ve öğrenen kimlik düzeyi ile akademik performans arasındaki pozitif ilişkiyi dikkate alarak akademik performansı artırmaya yönelik düzenlemeler yapabilirler. Böylece tüketici yönelim düzeyi arttıkça, akademik performanstaki düşüşün nedenleri araştırılabilir. Ayrıca, öğrenen kimlik düzeyi ile akademik performans arasındaki pozitif ilişkiye dayanarak, öğrenen kimlik düzeyini artırmak için ne yapılması gerektiği konusu yürütülecek olan karma bir araştırma yöntemiyle karşılaştırılabilir. Yine benzer bir araştırma devlet üniversitelerinde, farklı bölgelerdeki ve illerdeki vakıf üniversitelerinde de yapılabilir. Benzer bir araştırma lisans, lisansüstü ve doktora düzeylerine yürütülebilir ve lisans öğrencileriyle karşılaştırılabilir.