Beginning in the early 1990s, environmental concerns began to take a more prominent position on the world agenda. The necessity for establishing a relationship between architecture and nature has become apparent as a result of increased public awareness of the repercussions of uncontrolled urban expansion and climate change. The consequences of reforms aimed at integrating environmentally friendly solutions into the construction of buildings have altered public perceptions of the modern built environment. Although this relationship is perceived as new, it is rooted in ancient times. Over the course of history, many architects have recognized the need of developing a link with the environment and have taken steps to achieve this relationship. Antoni Gaudi is one of the architects who made a significant contribution to this collaboration. The aim of this article is to rediscover the relationship between nature and architecture through the works of Antoni Gaudi.
1990'ların başlarından itibaren çevresel kaygılar dünya gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Kontrolsüz kentsel genişleme ve iklim değişikliğinin yansımaları konusunda artan kamuoyu bilincinin bir sonucu olarak, mimarlık ve çevre arasında ilişki kurmanın gerekliliği ortaya çıkmıştır. Çevre dostu çözümleri binaların inşasına entegre etmeyi amaçlayan reformların sonuçları, modern yapılı çevreye ilişkin kamu algısını değiştirmiştir. Bu ilişki yeni gibi algılansa da kökleri çok eskilere dayanmaktadır. Tarih boyunca birçok mimar, çevre ile bir bağ geliştirmenin gerekliliğini fark etmiş ve bu ilişkiyi gerçekleştirmek için adımlar atmıştır. Antoni Gaudi, bu iş birliğine önemli katkı sağlayan mimarlardan biridir. Bu makalenin amacı çevre ve mimarlık ilişkisini Antoni Gaudi'nin eserleri üzerinden yeniden keşfetmektir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |