Dünya genelinde toplu ulaşımın temel bileşeni olan lastik toplu ulaşım hizmeti kamu ve özel sektör aracılığıyla, farklı sözleşme modelleri çerçevesinde yürütülmektedir. Kalite Teşvikli Brüt Maliyet Sözleşme Modeli en çok tercih edilen sözleşme modeli olarak ön plana çıkmaktadır. Bu sözleşme modelinde verilen sübvansiyon miktarlarının azaltılmasını hedeflemekte; sunulan toplu ulaşım hizmetin kalitesi ve gelirin gideri karşılama oranının arttırılması esas almaktadır.
Türkiye’de ise lastik tekerlekli toplu ulaşım hizmetleri büyük ölçüde özel sektör aracılığıyla yürütülmektedir. Konunun en önemli paydaşı olan yerel yönetimlerimiz tarafından Net Kontrat Maliyet Sözleşme Modelinin esas alındığı hizmet yaklaşımları çerçevesinde toplu ulaşım işletmesi sağlanmaktadır [1]. Tercih edilen sözleşme modelinde kamu ve toplu ulaşım işletmecileri için karşılıklı kazanç esas alınmaktadır. Ancak gelirin gideri karşılama oranının yüksek ve işletme planlamalarının sabit olduğu koşullarda tercih edilen Net Kontrat Maliyet Sözleşme Modeli, gelinen nihai durumda artan maliyetlere ve gelişen raylı sistem ağları ile yeni hatların planlama gereksinimleri nedeni ile sürdürülmesi zorlu bir hal almıştır.
Diğer taraftan dünya genelinde ulaşım kaynaklı seragazı emisyon salınımları her geçen gün artmakta, küresel ölçekte bu duruma yönelik farklı kulvarlarda ve yenilikçi yaklaşımlar ortaya konulmaktadır. Şehir içi toplu ulaşım sistemleri bütün karayolu taşımacılığı kaynaklı CO2 emisyon salınımlarının 40 % ‘ına karşılık gelmektedir [2]. Dünya genelinde yürürlüğe alınan birçok delegasyon ve çerçeve sözleşmelerde, toplu ulaşım işletmeci ve operatörleri faaliyet alanlarında bu konulara yönelik çalışmalara öncelik vermektedir [3].
Bu çalışmada İstanbul özelinde, toplu ulaşım hizmetini sunan Özel Halk Otobüslerine (ÖHO) hitaben, yeni yürürlüğe konulan Brüt Maliyet Sözleşme Modelini doğrultusunda elektrikli otobüs konseptine geçiş ele alınmıştır. Mevcut durumda içten yanmalı motorlu otobüslere dair hazırlanan söz konusu model çerçevesinde, sürdürülebilir toplu ulaşım yaklaşımını esas alan alternatif ve yenilikçi bir konsept ile Türkiye’de ilk defa lastik tekerlekli toplu ulaşım sistemlerinde yer alan ÖHO için elektrikli otobüs kullanılabilirliği konusunda finansal açıdan etkili bir model değerlendirilmeye sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar doğrultusuna ortalama ölçekte hizmet verilen bir hat esas alınarak elektrikli ve dizel otobüs kullanımı, Brüt Maliyet Sözleşme Modeli göre karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak ÖHO işletmecileri için 16,159.14 TL ‘ye varan ilave kazanım ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda söz konusu yaklaşımın E-Brüt Maliyet Sözleşme Modeli olarak literatüre kazandırılması öngörülmektedir. İşletmeci/operatör ve toplu ulaşım otoriteleri açısından çok yönlü değerlendirmesine yer verilmiştir.
Lastik Tekerlekli Toplu Ulaşım E-Brüt Maliyet Sözleşme Modeli İstanbul ÖHO için Elektrikli Otobüs Konsepti
İETT Genel Müdürlüğüne teşekkür ederim.
The rubber-tyred public transportation service, which is the basic component of public transportation around the world, is carried out through the public and private sectors, within the framework of different contract models. The Quality Incented Gross Cost Contract Model stands out as the most preferred contract model. This contract model aims to reduce the amount of subsidies given; it is based on the quality of the public transportation service offered and the increase in the ratio of income to expenditure.
In Turkey, rubber-tyred public transportation services are carried out largely through the private sector. The local governments, which are the most important stakeholders of the subject, provide public transportation operation within the framework of service approaches based on the Net Contract Cost Contract Model [1]. The preferred contract model is based on mutual gain for public and public transportation operators. However, the Net Contract Cost Contract Model, which is preferred in conditions where the income-to-expense ratio is high and the business planning is stable, has become difficult to maintain due to the increasing costs.
On the other hand, greenhouse gas emissions from transportation are increasing day by day around the world and innovative approaches are being put forward in different lane towards this situation on a global scale. Urban public transport systems account for 40% of all CO2 emissions from road transport [2]. In many delegations and framework agreements put into effect around the world, public transportation operators and operators give priority to studies on these issues in their fields of activity [3].
In this study, the transition to the electric bus concept has been discussed in line with the newly introduced Gross Cost Contract Model, addressing Private Public Buses, which provides public transportation services in Istanbul. In the current situation, within the framework of the model prepared for internal combustion engine buses, an alternative and innovative concept based on the sustainable public transportation approach and a financially effective model for the usability of electric buses for the Private Public Buses which is involved in rubber-tyred public transportation systems for the first time in Turkey . Based on the results obtained, the use of electric and diesel buses was compared according to the Gross Cost Contract Model, based on a line served at an average scale. As a result, additional gains of up to 16,159.14 TL were revealed for Private Public Bus operators. In line with the results obtained, it is envisaged that the approach in question will be brought to the literature as the E-Gross Cost Contract Model. A versatile evaluation is included in terms of operator/operator and public transportation authorities.
Rubber Tired Public Transportation E-Gross Cost Contract Model Electric Bus Concept for Istanbul Private Buses
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 31 |