Background and Aims: Gastrointestinal stromal tumors are mesenchymal tumors mostly prevalent at middle ages. Since endoscopy is insufficient for evaluation of gastrointestinal stromal tumors, endoscopic ultrasound is preferred and mostly used imaging technique. Gastrointestinal stromal tumor lesions with high mitotic activity and large tumor size are usually considered to have a malign potential. We aimed to investigate the correlation between the endoscopic ultrasound findings and histopathologic characteristics of gastrointestinal stromal tumors. Materials and methods: Twenty five patients who underwent endoscopic ultrasound fort he suspicion of gastrointestinal stromal tumor and have the definitive diagnosis of gastrointestinal stromal tumor histopathologically were included to the study (13M, 12F, mean age 52.1±16.3). Results: All gastrointestinal stromal tumors were located in the stomach; five of them in the fundus, 17 in the corpus and 3 in the antrum. There were ulcerations on 10 (%40) gastrointestinal stromal tumor lesions. Mean diameter of the gastrointestinal stromal tumors measured during endoscopic ultrasound evaluation (51.59±20.37mm) was highly correlated with the real tumor size (54.30±24.86 mm, r: 0.817, p
Amaç: Gastrointestinal stromal tümörler daha çok orta yaşlarda ortaya çıkan mezenkimal tümörlerdir. Endoskopik inceleme tanı için yetersizdir. Endosonografi gastrointestinal stromal tümörlerin incelenmesinde en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Histopatolojik olarak mitotik aktivitesi yüksek olan büyük lezyonlar, malignite riski yüksek gastrointestinal stromal tümör olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada gastrointestinal stromal tümörlerin endosonografi bulguları ile histopatolojik özellikleri arasındaki bağlantıların araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya gastrointestinal stromal tümör şüphesi ile endosonografi yapılan ve opere edilerek histopatolojik olarak tanısı doğrulanan 25 olgu (13 E, 12 K, yaş ortalaması 52.1±16.3) dahil edilmiştir. Bulgular: Olguların tümünde tümörler midede olup, 5'i kardiafundus, 17'si korpus ve 3'ü antrum lokalizasyonludur. On (%40) olguda, tümörün lüminal yüzeyinde ülserasyon varlığı izlenmiştir. Endosonografik olarak ölçülen tümör çapı ortalaması 51.59±20.37 mm olup histopatolojik olarak ölçülen tümör çapı (54.30±24.86 mm) ile oldukça koreledir (r: 0.817, p
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 |