Materials and Methods: This study was performed in the Department Gastroenterology, Kayseri Training and Research Hospital between January 2011 and December 2014. 102 patients with celiac disease, 72 female (70.6%), were included in the study. All patients were screened for physical examination findings, laboratory tests, as well as endoscopic and duodenal biopsy results. Results:The mean age of the 102 patients was 37 years (6±14,8). The most common initial patient complaints were iron deficiency anemia (48%), diarrhea (40%), abdominal pain-bloating (42%), weight loss (%10) and dyspepsia (7%), respectively. We observed that the most common laboratory finding was iron deficiency anemia and 18% had abnormal liver function. The most common finding from patients’ upper endoscopy were duodenal edema, mosaic pattern, scalloping and reduction of duodenal pili, respectively. We detected lack of compliance to the gluten free diet in 60% of celiac disease patients. Conclusion: We found that application form of celiac disease has changed in Turkey as in other countries and an increased proportion of patients present with atypical symptoms. A diagnosis of celiac disease that presents with atypical symptoms should be made as early as possible to prevent complications and educate patients about compliance to a gluten free diet.
Giriş ve Amaç:Çölyak hastalığı tanısı almış erişkin olgularımızın klinik bulgularının, laboratuvar verilerinin ve glutensiz diyete uyumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem:Bu çalışma, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, gastroenteroloji bölümünde, Ocak 2011-Aralık 2014 tarihleri arasındaki üç yıllık süreçte izlenen yaşları 18-70 yaş arasında deği-şen, 72’si kadın (%70,6), 102 çölyak hastasının başvuru şikayetleri, laboratuvar sonuçları, endoskopi bulguları ve duodenum biyopsisi sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular:Çalışmaya alınan 102 olgunun yaş ortalaması 37,6±14,8 idi. Olgularımızın başvuru şikayeti en sık demir eksikliği anemisi (%48), ishal (%40), karın ağrısı- şişkinlik (%42) iken bunu kilo alım yetersizliği/ kilo kaybı (%10) ve dispepsi (%7) izlemektedir. Olgularımızın klinik tiplemesinde 49’u (%48) klasik, 50’si (%49,1) atipik, 3’ü (%2,9) asemptomatik çölyak hastalığı alt sınıfındaydı. Laboratuvar bulguları içerisinde en sık demir eksikliği anemisi görülürken olguların %18,6’da karaciğer enzim yüksekliği izlenmiştir. Hastaların üst endoskopilerinde görülen en sık bulgular sırasıyla duodenal ödem, mozaik patern, taraklanma ve pililerde silinme idi. Hastaların %60’ının diyete uymadıkları tespit edilmiştir. Sonuç:Çölyak hastalığının başvuru şekillerinin diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de değişik olduğu ve atipik bulgularla başvuran hasta oranının artmış olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada çölyak hastalığına bağlı oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi için atipik bulgularla gelen hastalara mümkün olduğunca erken tanının konulması ve diyete uyum konusunda hastaların bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 23 Sayı: 2 |