Ait olduğu dönemin yerel, sosyo- kültürel ortamlarını yansıtan açılımları ile özel bir öneme sahip olan tarihi yapılar, kentlerin kimliğini oluşturmaları açısından da önemli birikimlerdir. Tarihi yapıların doğal çevreleri ve özgün özellikleri ile birlikte korunması kentsel kimliğin korunmasına, kentin evrilmesini sağlayan süreçlerin doğru okunabilmesine ve içinde bulundukları dokunun sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır. Çağdaş koruma kuramı ve yaklaşımları çerçevesinde tarihi yapıların korunabilmesi için en önemli ölçütlerden biri de yapının özgün işlevi değişmeksizin içindeki yaşamın kullanıcısı ile birlikte sürdürülebilmesidir. Özgün kullanımın sürmesi ise ancak yapıların günümüzün konfor koşullarına cevap verebilmeleri ile mümkündür. Modern yaşam koşullarına bağlı olarak konfor şartlarının zaman içinde değişmesi günümüz insanının beklentisini yükseltmiş bu yapıların özgün fonksiyonları ile kullanılmasını zorlaştırmıştır. Kayseri ili Germir Mahallesi’nde yapılan incelemeler sonucu tarihi yapıların korunmasını zorlaştıran en önemli etkenlerin başında bakım sorunları ve kullanım zorlukları nedeniyle geleneksel ‘düz toprak damlar’ olduğu saptanmıştır. Nitekim alan içinde kullanıcılar tarafından bu damların üzerine beton dökülerek orijinali dışında bir kesite dönüştürüldüğüne sıklıkla rastlanmaktadır. Tarihi yapının tekil olarak, geleneksel dokunun ise bütün olarak niteliğini bozan bu durumu önlemek için; tarihi yapıların önemli bir bileşeni olan ve yapıya kendine özgü kimliğini kazandıran geleneksel ‘düz toprak dam’ uygulamalarını günümüz konfor koşullarına uyarlayacak bir öneri olarak “yeşil çatı” çözümleri düşünülmüş ve tarihi dokunun bağlamından kopmadan, kimliğini oluşturan karakteristik özellikleri ile sürdürülebilirliğini sağlayacak “yeşil çatı” uygulamasının olabilirliği/kullanılabilirliği makale kapsamında araştırılmıştır.
AHistorical buildings, particularly important as a reflection of the local and socio-cultural context of the era to which they belong, also help to define the identity of cities. The conservation of historical buildings through the preservation of their natural settings and authentic qualities contributes to the preservation of urban identity and facilitates the process of urban evolution and the sustainability of the urban fabric. Within the framework of modern conservation theory and its approaches, one important criterion governing the conservation of historical buildings is to provide sustainable living standards to their users without compromising the building’s authentic function. To ensure the continuation of their authentic use, historical buildings must be able to adequately accommodate the current comfort conditions. As time passes, the comfort conditions and higher expectations related to modern living conditions undergo such dynamic changes that maintaining the authentic functional integrity of historical buildings proves challenging. According to the analysis conducted in the Germir Neighborhood of Kayseri, maintenance problems and challenges associated with the use of traditional ‘flat soil roofs’ are the most constraining factors involved in the conservation of historical buildings. In this neighborhood, it is common to find sections of the original soil roofing covered with concrete. To prevent destruction of singular quality of the historical buildings and holistic quality of the historical fabric, “green roof” solutions are being conducted to adapt traditional flat soil roofing, an important component of historical buildings, giving them their own authentic identity, to current comfort conditions. In this article, an examination is conducted on the feasibility and/usability of green roofs, which are able to provide sustainability through the characteristics defining identity and preserving the historical integrity of the building.
Diğer ID | JA79EN68PB |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 31 Sayı: 2 |
✯ Etik kurul izni gerektiren, tüm bilim dallarında yapılan araştırmalar için etik kurul onayı alınmış olmalı, bu onay makalede belirtilmeli ve belgelendirilmelidir.
✯ Etik kurul izni gerektiren araştırmalarda, izinle ilgili bilgilere (kurul adı, tarih ve sayı no) yöntem bölümünde, ayrıca makalenin ilk/son sayfalarından birinde; olgu sunumlarında, bilgilendirilmiş gönüllü olur/onam formunun imzalatıldığına dair bilgiye makalede yer verilmelidir.
✯ Dergi web sayfasında, makalelerde Araştırma ve Yayın Etiğine uyulduğuna dair ifadeye yer verilmelidir.
✯ Dergi web sayfasında, hakem, yazar ve editör için ayrı başlıklar altında etik kurallarla ilgili bilgi verilmelidir.
✯ Dergide ve/veya web sayfasında, ulusal ve uluslararası standartlara atıf yaparak, dergide ve/veya web sayfasında etik ilkeler ayrı başlık altında belirtilmelidir. Örneğin; dergilere gönderilen bilimsel yazılarda, ICMJE (International Committee of Medical Journal Editors) tavsiyeleri ile COPE (Committee on Publication Ethics)’un Editör ve Yazarlar için Uluslararası Standartları dikkate alınmalıdır.
✯ Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine riayet edilmesi gerekmektedir.